Adi Hisse Senedi

30 Mayıs 2010 Pazar

ADİ HİSSE SENEDİ (Common stock, capital stock)

Bir anonim şir­ketin sözleşmesinde kayıt bulunmu­yorsa, çıkartılan hisse senetleri sa­hiplerine eşit haklar sağlar. Bunla­ra adi hisse senedi denir. İmtiyazlı hisse senetlerinde ise durum bunun tersidir.

ADEMİTAKİP (Nonprosecution)

Ta­kipsizlik. Bir suç işlendiğini duyan savcı, kamu davası açılmasını gerek­tiren bir durum görmezse ademi ta­kip karan verebilir. Bunun gibi, ha­zırlık soruşturmasının sonucunda da kamu davası açılmasına gerek görül-memişse takipsizlik kararı verilir.

ADALET DİVANI (Court of Justice)

Avrupa Topluluğu'nun bir organı. Roma Antlaşması hükümlerine uyu­lup uyulmadığını denetler. Üye dev­letlere ve şirketlere para cezası ver­me yetkisi vardır.

AÇILIŞ FİYATI (Opening price) Nedir

Genellikle menkul kıymetler ve döviz piyasalarında yeni bir iş günü başladığında kaydedilen (kote edilen) ilk fiyatlar. Piyasadaki aracılar, arz ve talep gelişmeleri konusunda henüz tam bir bilgi sahibi olmadan alım - satım işlemlerine başlamak üzere bir fiyat kote ederler. Bu açılış fiyatları gerçekte işlem gören fiyatlar olmayabilir. Ancak bunlar işlemcilere yol gösteren veya öneri niteliğindeki fiyatlardır. Bu fiyatların belirlenmesinde bir önceki seansta uygulanan kapanış fiyatları ve gece boyunca dünya piyasalarında oluşan gelişmeler dikkate alınır. Doğal olarak bu fiyattan alıcı veya satıcı bulunamazsa fiyat düşürülür veya yükseltilir, böylece denge fiyatına ulaşılmaya çalışılır.

Acilis Bilancosu (Balance Sheet) Nedir

24 Mayıs 2010 Pazartesi

AÇIK - UÇLU FON (Open - end fund)

Sabit hisseli sermayesi bulunmayan menkul kıymetler yatırım fonu şek­li. Hisseler, yatırım fonunun port­föyüne katılma payını temsil eder. Fon, yeni hisse senedi çıkartıp halka sattıkça sermayesi de değişmiş olur. Aynı şekilde, yatırımcılar da ellerin­deki hisse senetlerini fona satabilir­ler. Açık - uçlu fonların tersi kapalı -uçlu fonlardır.

AÇIK - UÇLU YATIRIM ORTAKLIĞI


(Investmentrust) Menkul Kıy­metler Yatırım Ortaklığı.

AÇILIŞ BİLANÇOSU (Opening ba-lance sheet)

Bir işletmenin yeni bir hesap dönemi eşiğindeki durumunu gösteren bilanço. İlk defa faaliyete geçecek işletmeler için, faaliyet ön­cesi durumu yansıtır. Günümüzdeki uygulamaya göre, geçmiş dönemin kapanışına ve yeni dönemin açılışı­na ait durumlar ayrı ayrı bilanço­larda değil tek bir bilançoda göste­rilir. Diğer bir deyişle, kapanış bi­lançosu, gelecek dönemin açılışına uygun biçimde düzenlenmektedir. Hesapların son durumu yansıtacak biçimde düzenlenmesi kapanış ve açılış bilançoları arasındaki farkı ortadan kaldırmaktadır.

AÇIK TEKLİF USULÜ (Open bidding)

Genel bütçeye dahil daire­lerle, katma bütçeli idarelerin, özel idare ve belediyelerin ihale usullerinden birisi. Bu idare ve­ya bunlara bağlı dairelerin alım, satım, hizmet, yapım, kira ve benzeri işlerinden tahmin edilen bedelleri her yıl Genel Bütçe Ka­nunu ile belirlenen bir tutarı geç­meyen ihaleler açık teklif usu­lüyle yapılabilir. Açık teklif usu­lüne göre ihaleler, isteklilerin teklif­lerini ihale komisyonları önünde sözlü olarak belirtmeleri suretiyle yapılır. Ancak istekliler, tekliflerini, ilanda belirtilen saate kadar komis­yon başkanlığına ulaşmış olmak ko­şuluyla, iadeli taahhütlü bir mektup­la da gönderebilirler, ilanda belirti­len ihale saati gelince, komisyon başkam, isteklilerin belgelerini ve geçici teminat verip vermemiş ol­duklarını inceleyerek, kimlerin iha­leye katılabileceğini bildirir. Katıla­mayacakların belge ve teminatları­nın geri verilmesi kararlaştırılır. Bu işlemler istekliler önünde bir tuta­nakla belirlenir. Tutanaktan sonra, ihaleye girmeyecekler ihale yerin­den çıkartılır. Diğer istekliler, önce şartnameyi imzaya, sonra da sıra ile tekliflerini belirtmeye çağırılır. Ya­pılacak teklifler ihaleye ait arttırma ve eksiltme kâğıdına yazılır ve tek­lif sahipleri tarafından imzalanır. İlk teklifler böylece belirlenir. Ko­misyon başkam posta ile yapılan teklifleri de okutarak kaydettirir. İhaleden çekilenler arttırma ve ek­siltme kağıdına kaydedilir ve imza­ları alınır. Sözlü ve yazılı son tek­lifler alındıktan sonra ihalenin so­nucu karara bağlanır. Karar, ita amirinin onayına tabi olmak kaydıy­la, ihalenin teklifte bulunanlardan birisine verilmesi, hiçbirine verilme­mesi veya belli bir süre sonra incelemede bulunularak verilmesi biçi­minde olabilir. Karar özeti komisyon başkanı ve üyeler tarafından imza­lanarak durum hazır bulunanlara bildirilir (Kapalı Teklif Usulü, Pazarlık Usulü, Devlet thale Kanu­nu).

AÇIKTAN SATIŞ (Short sale)

"Aliv­re satış", "kısa satış" gibi deyimlerle de ifade olunur. Bir mal, döviz veya menkul değerin ilerde fiyatınm dü­şeceğini tahmin eden kimsenin, bu fiyat düşüşünden yararlanmak için, söz konusu ekonomik varlıkları bu-güıiden yüksek fiyatla satması ve teslimini ilerde yapmasma dayanan bir işlem şeklidir. Satıcı bu varlık­ları bugünden yaptığı satış sözleş­mesi ile satarken henüz bunlara sa­hip bulunmamaktadır. Yani henüz sahibi bulunmadığı şeyleri satmak­tadır. Öyle ummaktadır ki yarın fi­yatlar düşecek ve o da bu düşük fi­yattan sattığı şeyi satın alarak alıcı­sına devredecektir. Dolayısıyla satış sözleşmesindeki yüksek fiyatla satın aldığı düşük fiyat arasındaki fark satıcının kârını oluşturacaktır. Bu­nunla birlikte, burada açıklanan davranışlar bir spekülasyon niteli­ğindedir. Çünkü, eğer açıktan satış yapan kişi tahminlerinde yanılırsa, yani sattığı mal, döviz veya menkul değerin gelecekte fiyatı yükselirse bundan bir zarara uğrar. Oysa bir tüccar güvenceli hareket etmek zo­rundadır. Açıktan satışlarda ne şe­kilde güvence sağlanabilir?

Bunun yolu satış işlemine ters yönde ikin­ci bir işlem yapmaktır. Yani, bir ma­lı gelecekte teslim kaydıyla satan tüccar aynı anda, aynı miktar malı yine gelecekte teslim kaydıyla satın alır. Dolayısıyla eğer gelecekte fiyat­lar düşecek olursa sattığı maldan uğrayacağı kaybı, satın aldığı mal­dan sağlayacağı aynı miktar kazanç­la dengelemiş olur. Kuşkusuz bu iş­lemleri yaparken aldığı komisyon ise onun normal kazancını oluştur­maktadır. Burada açıklandığı gibi, mal ve döviz konusundaki açıktan satış işlemlerinde satılan malların teslimi gelecekte belirli bir tarihte yapılır. Bu konuda menkul değerler­de bir farklılık vardır. Açıktan satı­lan bir menkul değerin alıcısına tesjim edilmesi gerekir. Dolayısıyla satıcı, sattığı hisse senedine sahip bulunmasa da bunu ödünç alıp alıcı­ya devretmek zorundadır.

AÇIK POZİSYON (Open position)

Döviz borsasında spekülatörün be­lirli bir davranış biçimini anlatan te­rim. Döviz kurlarındaki değişme ola­sılığı, gelecekte teslim kaydıyla dö­viz alım satımlarında bir riziko do­ğurur. Örneğin üç ay sonra teslim kaydıyla dolar satan bir kimse, eğer bu süre içinde dolar fiyatı yüksel-mişse bundan bir zarara uğrar. Aynı şekilde, gelecekte dolar satınalan kimse de dolar fiyatlarındaki düşüş­ten zarara uğrayacaktır. Genellikle ithalatçılar ve ihracatçılarla uluslar­arası mali yatırımcılar vadeli döviz piyasası işlemleriyle kendilerini, ile­ride döviz kurlarındaki değişmeden doğacak zararlara karşı korurlar. Oysa döviz spekülatörleri (Spe­külasyon) döviz kurlarının gelecek­teki değişmesi konusunda mesleki yeteneklerine dayanarak tahminler­de bulunur ve buna bağlı olarak gele­cekte teslim alım ve satım sözleş­meleri yaparlar. Bunlar, kur değişmelerinin tüm rizikosunu yüklen­mekle açık pozisyon almış olmakta­dırlar. Spekülatörler aldıkları bu açık pozisyon sonucunda eğer, tah­minleri doğru çıkarsa bundan bir kazanç sağlar, yanılırlarsa bir zara­ra uğrarlar.

AÇIK PİYASA İŞLEMLERİ (Open market operations)

Merkez bankası­nın piyasadaki para arzını genişlet­mek veya daraltmak için kullandığı araçlardan biri. Merkez bankasının piyasadan devlet tahvili ve hazine bonosu gibi menkulleri satınalması, bunları satanların ellerine nakit pa­ra geçmesine, bu da bankalardaki parasal rezervlerin artmasına ve do­layısıyla ekonomideki para arzının genişlemesine neden olur. Para ar-zmdaki genişleme ise, diğer yandan faiz oranının düşmesine ve yatırım­ları özendirerek ekonominin can­lanmasına yol açar. O bakımdan, merkez bankası açık piyasada satış işlemlerine, ekononin duraklama içerisinde bulunduğu dönemlerde başvurur. Enflâsyonist dönemlerde ise aksine, piyasada devlet tahvili ve hazine bonosu gibi menkuller satar. Bu şekilde halkın ve bankaların na­kit rezervleri azalır, kredi almak zor­laşır ve faiz oranları yükselir. Bu da yatırımların kısılmasına ve harcama­ların daralmasına, dolayısıyla ekono­mideki talep şişkinliğinin önlenmesi­ne yol açar. Açık piyasa işlemleri yalnız para hacmini etkilemekle kalmaz, aynı zamanda toplam harcamalar ve faiz oranları yoluyla ül­kenin dış ödemeler bilançosu duru­munu da etkiler. Örneğin açık piya­sa satış işlemleri toplam harcama­ları daraltarak ithalatı kısıcı yönde etkilediği gibi faiz oranlarını yük­selterek de ülkeye bir miktar yaban­cı mali sermayenin girmesine yol açabilir.

AÇIKLANMIŞ TERCİHLER (Revea-led preferences)

Farklı gelir-fiyat bileşimleri durumunda tüketicinin fiilen yaptığı seçimlerle ilgili davra­nışlarının analiz edilmesi. Veri bir gelir ve fiyat düzeyi, tüketicinin sa-tmalacağı malların bileşimini belir­ler. Belirli bir gelir-fiyat durumun­da tüketicinin satın alabileceği çeşit­li mal bileşimleri vardır. Fakat gerçekte tüketicinin bunlardan yalnız­ca bir tanesini tercih etmesi, onun "açıklanmış tercihler"inin bir gös­tergesidir. Başka bir gelir-fiyat dü­zeyi başka bir açıklanmış tercihinin, ortaya çıkmasına yol açar. Eğer tü­keticinin tercihlerinde tutarlı oldu­ğunu kabul edersek, faydanın ölçü-lebilirliği varsayımına gerek kalma­dan, tüketici talep teorisi hakkında bazı önermelerin kanıtlanması müm­kün olabilir. Hatta tüketici kayıtsız­lık eğrisi dahi elde edilebilir. Açık­lanmış tercihler yaklaşımını ilk for­müle eden iktisatçı Paul A. Samuel-son'dur.

AÇIK KREDİ (Unsecured credit)

Krediyi alanın itibarından başka bir karşılık aranmadan açılan kredi. Bankalar bu tür kredileri en itibarlı müşterilerine açarlar. Bunun bir çe­şidi de cari hesap kredisidir. Burada, banka müşterisine, bankadaki hesa­bının üzerinde belirli bir sınıra ka­dar çek çekmesine olanak sağlar. Bu miktara kadar kullanılan kredi üze­rinden belirli bir faiz ödenir. Bu tür krediler değişken ihtiyaçları karşıla­manın ucuz ve pratik bir yolu olarak kabul edilirler.

AÇIK KEŞİDE (Drawing in blank)

Üzerinde bulunması zorunlu bazı un­surlar doldurulmadan düzenlenerek lehdara verilen poliçe veya bonolar­dır. Ancak bu tür bono veya poliçele­rin lehdar tarafından anlaşmaya uy­gun biçimde doldurulmaları gerekir. Ödenecek miktarın kesin olarak bel­li olmadığı durumlarda düzenlenen bono ve poliçeler için genellikle açık keşide yöntemine baş vurulur. Tica­ret Kanunumuzda açık bono ve poli­çe yerine "beyaz poliçe" veya "beyaz bono" terimleri kullanılmaktadır. Açık poliçe özellikle taşıma sigorta­cılığında kullanılır. Alıcı ve satıcı malın ne zaman ve hangi araçla taşı­nacağı konusunda tam bilgi sahibi değilseler, eksik bilgiler sonradan ta­mamlanmak üzere, sigorta sözleşme­sini imzalayabilirler. Böylece vapur limana ulaşmadan taşıma sigortası yapılmış olur.

AÇIK KABUL (Blank acceptance)

Tamamen doldurulmamış, örneğin tutarı ve süresi belirtilmemiş bir poli­çenin muhatap tarafından alınıp ka­bul edilmesi durumudur. Ancak, mu­hatabın böyle bir poliçeyi anlaşma­ya aykin biçimde doldurmaması ge­rekir, Açık kabul Ticaret Kanunu­muzun olanak tanıdığı bir usuldür.

AÇIK İŞ ORANI (Job vacancy rate) nedir

Bir ekonomide çeşitli sektörlerde işe yerleştirilmek istenen işçi sayısının, halen istihdam edilenlerle boş iş sa­yısının toplamına oranlanması. Ba­tılı sanayileşmiş ülkelerde açık işlere ilişkin veriler, anket yöntemiyle ay­lık veya mevsimlik olarak sürekli şekilde belirlenmekte ve yayınlan­maktadır. Açık iş, firmanın dışarı­dan işçi alarak doldurmak istediği işleri ifade eder. Açık iş oranı hak­kındaki veriler, işçi yetiştirme prog­ramlarının cari ihtiyaçlara daha du­yarlı hale getirilmesini sağlama ve iş gücü arz ve talebi arasındaki den­gesizliği belirleme gibi yönlerden ya­rarlı olur.

AÇIK HESAP (Open account)

Bir tür ticari kredi açma yöntemi, özellikle mal satışı şeklinde açılan kredilerde uygulanır. Satıcı bedelini tahsil et­meden alıcıya, partiler halinde, mal­ları teslim eder ve açtığı kredilerin kaydını tutar. Belirli süreler dolun­ca da alıcıya ödeme talimatında bu­lunur veya ona bir borç senedi gön­derir. Bu tür işlemlerin en önemli avantajı çok esnek olmalarıdır. Çün­kü ilk anlaşmadaki koşullar (süre uzatımı, fiyatlar v.s. gibi) kolayca de­ğiştirilebilir. Ayrıca basit ve sürdürül­mesi nisbeten masrafsız uygulama­lardır. Bununla birlikte, açık hesap yönteminde karşılıklı güven esastır. Bu tür yöntemler birbirini yakından tanıyan ve birbirine güvenen tacir­ler arasında uygulanabilir. Alıcının, hesabın deftere kaydını hiç görme­mesi sorun doğurabilir. O nedenle defter kaydıyla yetinmeyip, fatura, taşıma belgesi, v.s. gibi belgeleri de hesaba eklemek gerekir. Açık hesap ayrıca ihracatta da kullanılan bir iş­lem şeklidir. Şöyle ki ihracatçı, itha­latçı ödemeyi yapmadan sevk evra­kını ona gönderir. İthalatçı da bu belgelerle malı taşıma aracından devralır. Taraflar arasında ödeme­nin ne zaman yapılacağı konusunda genellikle bir anlaşma vardır. Fakat burada da taraflar arasında tam bir güven esası gerekir. O bakımdan bu yöntemin uygulamaları özellikle çok uluslu şirketlerin değişik ülkelerdeki şubeleriyle ana merkezleri arasında­ki ticarette görülür. Bunun tercih edilmesindeki neden poliçe ile öde­meye göre daha ucuz olmasıdır.

AÇIK FİNANSMAN (Deficit financing) nedir

Hükümetin bütçe gelirlerin­den daha fazla harcama yapmasına dayanan bir politika izlemesi. Buna açık bütçe politikası da denir. Büt­çe açıkları iç borçlanma veya mer­kez bankasının açıktan para basma­sı ile karşılanır. Keynes Teorisi'ne göre ekonominin durgunluk dönem­lerinde açık finansman politikası ekonomik faaliyetlerin canlanması­na ve istihdamın yükselmesine kat­kıda bulunur. Ancak ekonominin tam istihdam düzeyine ulaştığı du­rumlarda açık finansman politikasıyla harcamaların artırılması enf­lasyonu hızlandırıcı etki yapar. Özel­likle az gelişmiş ekonomilerde açık finansmanla yüksek enflâsyon ara­sında yakın bir ilişki vardır. Bunun nedeni ekonominin tam istihdam içinde olmasından çok ekonomik ya­pının katılığı ve karşılaşılan çeşitli darboğazlardır.

AÇIK EKSİLTME (Auction by un-derbidding)

Bir kuruluşun yaptı­racağı bir işi veya satmalacağı bir malı, yarışma yoluyla en düşük fi­yat teklif edenden karşılaması yön­temi. Kamu veya özel kuruluşlarca uygulanabilir. Açık eksiltme açık veya kapalı zarf usulü ile yapılabilir. Genellikle açık eksiltmede satıcı ve­ya müteahhitler yalnızca tek bir teklif verirler İhale).

AÇIK EKONOMİ (Open economy)

Dış ticaret rejimleri nisbeten liberal olan ekonomiler. Karşılaştırmalı Üs­tünlük Teorisi'ne uygun olarak ulus­lararası iş bölümüne ve serbest tica­rete dayanırlar. Serbest piyasa me­kanizmasına bağlı ülkelerde açık ekonomi politikası izlenir. Bu poli­tikanın tersi otarşidir. Açık ekono­mi devletin dış ticarete hiçbir mü­dahalesinin olmaması anlamına gel­mez. En liberal ekonomilerde bile devletin bir ölçüde müdahalesi söz konusudur. Batılı sanayileşmiş ülke­ler genelde açık ekonomi politikası, Sosyalist Blok ülkeleri ve çoğu az gelişmiş ülkeler ise müdahaleci poli­tikalar benimsemişlerdir.

AÇIK CİRO (Blank endorsement)

Tahsil edecek kişinin adı yazılma­dan sadece arkasına imza atılarak çeklerin ve diğer ticari senetlerin devredilmesi işlemidir. Açık ciro yo­luyla devredilen senetlerde ödeme senedin hamiline yapılır.

AÇIK ÇEK (Blank cheque)

Ödene­cek miktar boş bırakılarak düzenle­nen çeklerdir. Bu durumda ödenecek miktar çeki tahsil edecek olan kişi tarafından daha sonra yazılır. Açık çek borçlunun alacaklıya son­suz güven duyduğu durumlarda baş vurulabilecek bir yoldur.

AÇIK BONO (Blank bili)

Genellikle miktarı belirtilmeden imzalanan bo­nolar. Bu tür bonolarda tutar hane­sine istenilen miktar yazılarak bono­yu düzenleyen o miktarda borçlandırılır. Bunlar en aşın ölçüde güve­ne dayanan bonolardır.

AÇIK ARTIRMA (Open bidding)

Bir malın daha önceden ilân edilen yer ve zamanda alıcıların önünde en yüksek fiyatı verene satılması esası­na dayanan bir satış yöntemi. Açık eksiltmenin tersi. Genellikle sanat eserleri, tarihi değeri olan eserler ya da arzı sınırlı, kullanılmış veya stan­dart - dışı mallar açık artırma yoluy­la satılırlar

Ekonomi Terimleri Sozlugu

7 Mayıs 2010 Cuma

Ekonomi Sözlüğü - A Harfiyle

Ekonomi Sözlüğü - B Harfiyle

AÇIĞA SATIŞ (Short selling)

Menkul değer ve döviz borsalarıyla ilgili bir kavram. Borsa oyuncusunun, ilerde değerinin düşeceğini tahmin ettiği bir menkul değeri veya dövizi gelecekte teslim kaydıyla bugünden satması. Borsa oyuncusu, sattığı his­se senedini ya da dövizi ileride da­ha düşük fiyattan satın alıp sahibi­ne teslim etmeyi ummaktadır. Eğer tahminleri tutarsa bundan bir ka­zanç sağlar, aksi halde bir zarara uğrar (Spekülâsyon). Satışı ya­pan bugünden satışı yaparken he­nüz sattığı şeye (döviz veya menkul değer) sahip değildir. Bunu ileride ucuz fiyattan satın alıp teslim etme­yi düşünmektedir. O nedenle buna "açığa satış" denmiştir.

AÇIĞA İMZA (Blank signature)

Bir senedin ya da mali belgenin, koşul­ları tamamen veya kısmen sonradan yazılmak üzere ilgililer tarafından imzalanması durumudur. Örneğin borcun tutarı, sözleşmenin süresi, ödeme koşulları, sonradan yazılmak üzere sözleşme metninde boş bırakı­lır. Bu şekilde tarafların boş kâğıda imza atıp, sözleşmenin sonradan ta­mamlanması durumlarına iş haya­tında oldukça sık rastlanabilir. Bu­nun bir şekli de örneğin sözlü an­laşma sağlandıktan sonra taraflardan birinin boş kâğıdı imzalayıp karşı tarafa vermesidir. Açığa imza yoluyla sözleşme yapılması tarafla­rın birbirine tam güven duydukları ya da sözleşmenin niteliğinin zorun­lu kıldığı durumlarda baş vurulan bir yoldur.

ACYO (Agio) nedir

Kökeni îtalyanca'daki "aggio" kelimesidir. Genel anlamıyla "fark" demektir. Eski dönemlerde madeni paranın maden değeri ile no­minal değeri arasındaki farkı ifade için kullanılırdı. Sonraları banka ve­ya bankerler tarafından satılan dö­vizler karşılığında alman ücrete acyo denildi. Giderek bankaların bü­tün işlemleri üzerinden aldığı ücret­lere de bu ad verilmiştir. Buna göre, havale acyosu, senet acyosu, kefalet mektupları acyosu gibi çeşitli kulla­nış alanları vardır. Fakat daha çok senetler üzerinden hesaplanan para farkı ve komisyon gibi tutarların toplamını ifadede kullanılır. Bu gibi tutarlar genellikle, senetlerin nomi­nal değerlerinin belirli bir yüzdesi biçiminde hesaplanır

ACİZ VESİKASI nedir (Certificate of in-solvency)

İcra yoluyla alacağını ala­mayan alacaklıya, ödenmemiş alaca­ğı için verilen belge. İflâs Masa-sı'ndan alacağının tamamını sağla­yamayan alacaklıya, ödenmemiş kısım için verilen belge de aciz vesi­kasıdır.

ACİZ (Insolvency) Nedir

Bir tacirin borç­larını ödeyemeyecek durumda olma­sı. Hakkında iflâs işlemi başlatılan tacir acz içinde sayılır.

ACENTA (Agency) nedir

İtalyanca'daki "agente" kelimesinden geçmiştir. Be­lirli bir yer veya bölge içinde sürek­li olarak bir firma adına sözleşme­lere aracılık eden ya da bu sözleş­meleri o firma adına yapmayı mes­lek edinen kişiye acenta ve bu tür işletmelere de acentalık denir. Acen-tanın özellikleri, bağımsızlık, sürek­lilik ve bir başka işletme adına alım - satım sözleşmelerine aracılık etmektir. Acentanın, adına sözleş­me yaptığı firma ile arasında ticari temsilcilik, satış memurluğu ya da müstahdemlik gibi bir sıfatı bulun­maz. Acenta, hizmetleri karşılığında bir komisyon alır. Prensip olarak, aynı yer ve bölge içinde ve aynı ticaret dalı için birden fazla acenta tayin edilmez. Acenta kendisine bı­rakılan bölge içinde temsil ettiği fir­manın işlerini görmek ve çıkarlarını korumakla sorumludur. Sanayinin gelişmesiyle birlikte, yığın üretimi yöntemlerine geçilmiş, böylece üre­tilen çok miktardaki malın geniş alı­cı çevrelerine arz edilmesi önem ka­zanmıştır. Sonuç olarak, birçok bü­yük işletme, bulunduğu yer dışında­ki bölgelerde bağımsız çalışan fakat sürekli şekilde kendi mallarını pa­zarlayan acenta gibi aracılardan ya­rarlanmak yoluna gitmiştir.

ACCEPTING HOUSES

Özellikle İn­giltere'de XIX. asırda önemli geliş­me gösteren bir mali işletme türü­dür. Bu ülkede bazı büyük firma­lar yerli ve yabancı müşterilerin se­netlerine garanti vermek ya da bun­ları "kabul" etmek şeklinde faaliyet gösteriyorlardı. Bunlara "merchant bankers" da denir. Bu ticarethane­ler diğer işlerini bırarak yalnız ka­bul kredileri üzerinde faaliyet gös­termişlerdir. Ticari senetlerin üzeri­ne imza koymalan yani bunlara "ka­bul" vermeleri, söz konusu senetlere olan güveni artırarak, mali piyasa­larda bunların el değiştirmesini ko­laylaştırır. Bu işlemler giderek ban­kacılığın bir uzmanlık dalı durumu­na gelmiştir. Bununla birlikte, çoğu accepting house'lar zamanla diğer ticari bankacılık faaliyetleriyle de uğraşmaya başlayarak faaliyet alan­larım genişletmişlerdir. Bugün Lond­ra'da faaliyet gösteren azımsanma-yacak sayıda accepting house'ler vardır. Bunların tümü Accepting Houses Committee adlı bir kuruluş içinde toplanmışlardır.

ABSENTİZM (Absentism)

İngilizce' de "yok", "mevcut olmayan" anla­mındaki "absent" kelimesinden ge­lir. Şu iki anlamda kullanılır : 1. Ta­rımda toprak sahiplerinin bizzat kendilerinin işletmedikleri ya da top­rağının başında bulunmadıkları bir işletme rejimi, 2. İşçilerin hastalık, izin veya grev gibi bir nedene bağlı olmaksızın tamamen kendi istekleri ile çalışmadan geçirdikleri iş günle­ri.

ABONE (Subscription)

Fransızca "abonne" kelimesinden gelir. Peşin para ödeyerek bir şeye, belirli bir süre alıcı olma durumudur. Örne­ğin, bir dergi veya gazeteye abone ol­mak gibi. "Abonman" da "abonne-ment"in dilimize geçmiş şeklidir, abone olma işlemini ifade eder : Oto­büs abonmanı, elektrik abonmanı gibi.

ABLUKA (Blokage)

İtalyanca "ab-loco" kelimesinden gelir. Bir ülkenin askeri güç kullanarak başka bir dev­letin dış dünya ile olan her türlü bağlantısını kesmesi anlamına gelir. Bunun için ülke sınırları denizden ve karadan kuşatma altına alınır. Aske­ri ablukanın yanında bir de ekono­mik ambargo vardır. Bu ise hasım ülkeye savaşta kullanılabilecek mal­zemelerin satışının yasaklanması de­mektir.

ABD-KANADA SERBEST TİCARET BÖLGESİ

(US . Canada Free Trade Association).

1988 yılında ABD ile Kanada arasında sanayi malları üze­rinde kurulan bir serbest ticaret bölgesidir. Bu ülkeler aralarındaki ti­careti tamamen serbestleştirmeyi amaçlamaktadırlar. Ancak dışa kar­şı her ülke kendi özel tarifelerini uy­gulamaya devam edecektir. ABD -Kanada Serbest Ticaret Bölgesi'nin on yıllık bir sürede tamamlanması ön görülmüştür (Gümrük Birli­ği).

Ocak 2010 Tufe Oranlari ve Ortalamasi

22 Nisan 2010 Perşembe

2010 Yılı Ocak Ayı Tüketici Fiyatları Endeksi Oranları

Tüik tarafından yayınlanan 2010 yılı Ocak ayı TÜFE verilerine göre; Aralık 2009 ayının aynı dönemine göre %1,85, 2009 yılının Ocak ayına göre %8,19 olmuştur.

Tüfe Ortalaması

Yıllık ortalamalara göre de %6,16 oranında gerçekleşmiştir.

Bir önceki aya göre en yüksek artış gıda ve alkolsüz içecekler sektöründe gerçekleşmiştir.

Bir önceki yılın aynı dönemine göre Tüketici Fiyat Endeksi açısından en yüksek artış alkollü içecekler ve tütün ürünlerinde meydana gelmiştir.

Ocak 2010 döneminde en yüksek TÜFE artışı Kayseri, Sivas ve Yozgatta olmuştur.

2010 Yılı Şubat Ayı Tüketici Fiyatları Endeksi Oranları

Tüik tarafından yayınlanan 2010 yılı Şubat ayı TÜFE verilerine göre; ocak ayının aynı dönemine göre %1,45, 2009 yılının şubat ayına göre %10,13 olmuştur.

Tüfe Ortalaması

Yıllık ortalamalara göre de %6,38 oranında gerçekleşmiştir.

Bir önceki aya göre en yüksek artış gıda ve alkolsüz içecekler sektöründe gerçekleşmiştir.

Bir önceki yılın aynı dönemine göre Tüketici Fiyat Endeksi açısından en yüksek artış alkollü içecekler ve tütün ürünlerinde meydana gelmiştir. Şubat 2010 döneminde en yüksek TÜFE artışı Şanlıurfa ve Diyarbakır olmuştur.

2010 Yılı Mart Ayı Tüketici Fiyatları Endeksi Oranları


Tüik tarafından yayınlanan 2010 yılı mart ayı TÜFE verilerine göre; şubat ayının aynı dönemine göre %0,58, 2009 yılının mart ayına göre %9,56 ve yıllık ortalamalara görede %6,53 oranında gerçekleşmiştir.

Bir önceki aya göre en yüksek artış haberleşme sektöründe gerçekleşmiştir.

Bir önceki yılın aynı dönemine göre Tüketici Fiyat Endeksi açısından en yüksek artış alkollü içecekler ve tütün ürünlerinde meydana gelmiştir.Mart 2010 döneminde en yüksek TÜFE artışı Erzurum, Erzincan ve Bayburtta olmuştur.
2010 Yıllık Tüfe Oranları

2005 Yılı Gazete ve Dergi Sayıları ile Tirajları

Türkiye'de 2005 yılında yayınlanan gazete ve dergi sayısı 4208'dir.

Türkiyedeki Gazetelerin % 92,7’si yerel yayın yapmaktadır.

Ayrıca 2005 yılında basılan gazetelerin %92,7'si yerel tipte, %2,6'sı bölgesel ve ve kalan %4,7 ulusal tipte yayın yapmaktadır

Ülkemizde 2005 yılı içinde yayımlanan 4,208 gazete ve derginin yıllık toplam tirajı 1,616,814,401 olup, bunun % 94,6’sını gazetelerin tirajı oluşturmaktadır.

Yıllık toplam tirajın % 16,5’ini yerel, %2,6’sını bölgesel, % 80,9’unu ise ulusal gazeteler ile dergiler oluşturmaktadır.

Gazete tirajlarının % 93,1’ini günlük gazeteler oluştururken, Dergi Tirajlarının yüzde 52,4’ünü aylık dergiler oluşturmaktadır.

2006 Yılı Gazete ve Dergi Sayıları ile Tirajları


Türkiye'de 2006 yılında yayınlanan gazete ve dergi sayısı 4643'tür.
Türkiyedeki Gazetelerin % 92,8’i yerel yayın yapmaktadır.

Ayrıca 2006 yılında basılan gazetelerin %92,8'i yerel tipte, %2,6'sı bölgesel ve ve kalan %4,6 ulusal tipte yayın yapmaktadır.

2006 yılında 4 643 gazete ve dergi yayımlanmıştır. Bu yayınların % 57,1’ini dergiler oluşturmaktadır.
Yıllık toplam tiraj bazında gazeteler % 95,3’ü paya sahiptir.
2006 yılında gazete ve dergilerin tirajı bir önceki yıla göre % 45,4 artmıştır. 2006 yılında ülkemizde yayımlanan 4643 gazete ve derginin yıllık toplam tirajı 2,350,342,564 olmuştur ve bunun % 95,3’ünü gazeteler oluşturmuştur.
Yıllık toplam tirajın % 12,1’i yerel, %2,6’sı bölgesel, % 85,3’ü ise ulusal gazete ve dergilerdir.
Dergilerin yıllık toplam tirajının % 49,4’ü aylık, % 28,2’si ise haftalık olarak gerçekleşmiştir. Dergilerin % 28,6’sı aylık, % 25,9’u ise üç aylık olarak yayımlanırken, % 23,5’i sektörel ve mesleki içerikli yayın yapmaktadır.
Gazetelerin yıllık toplam tirajının % 94,2‘sini günlük gazeteler oluşturmaktadır. Gazetelerin % 26,3’ü günlük, % 29,4’ü haftalık olarak yayınlanırken, % 77,1’i siyasi/haber içerikli yayın yapmakta ayrıca, % 11,5’i ek vermektedir.

2007 Yılı Gazete ve Dergi Sayıları ile Tirajları

Türkiye'de 2007 yılında yayınlanan dergi sayısı bir önceki yıla göre %22 artmıştır.

Türkiye'de 2007 yılındaki gazete ve dergi sayısı 5674'tür.

Yayınların % 58,8’ini dergiler oluştururken, 2007 yılında yayımlanan gazetelerin % 91,6'sı yerel, % 2,5’i bölgesel ve % 5,9’u ise ulusal yayın yapmaktadır.
Yayınlanan Dergilerin % 42,1'i yerel yayın yaparken, % 6,9’u bölgesel, % 51,1’i ulusal yayın yapmaktadır

Gazete ve dergi Tirajları

Türkiye'de Yıllık Tirajın %94,8'ini Gazete Tirajı oluşturmaktadır.

Gazete Tiraj 2007


Gazete ile dergi tirajları bir önceki yıla göre %5,1 oranında artmıştır.

Gazete ve Dergilerin Yıllık toplam tirajı 2,470,702,599 olarak gerçekleşmiştir.
Bu toplam tirajın % 94,8’ini gazeteler oluşturmaktadır.

Türkiyede Yayınlanan Gazete Dergi Sayıları ve Tirajları

Türkiye'de 2008 yılında yayınlanan dergi sayısı bir önceki yıla göre %0,2 azalmıştır.
Türkiye'de 2008 yılındaki gazete ve dergi sayısı 5665tir.
Yayınların % 56,2’sini dergiler oluştururken, 2008 yılında yayımlanan gazetelerin % 92,9’u yerel, % 2,3’ü bölgesel ve % 4,7’si ise ulusal yayın yapmaktadır.
Yayınlanan Dergilerin % 38,9’u yerel yayın yaparken, % 8,1’i bölgesel, % 53’ü ulusal yayın yapmaktadır

Gazete ve dergi Tirajları
Türkiye'de Yıllık Tirajın %95,7sini Gazete Tirajı oluşturmaktadır.
Gazete Tirajları 2008
Gazete ile dergi tirajları bir önceki yıla göre %7,9 oranında artmıştır.
Gazete ve Dergilerin Yıllık toplam tirajı 2,665,434,454 olarak gerçekleşmiştir.

bu toplam tirajın % 95,7’sini gazeteler oluşturmaktadır.

Türkiye'de yayımlanan Kitap sayıları

Kitap İstatistikleri

ISBN Türkiye Ajansı tarafından yürütülen ISBN çalışmaları, 2007 yılından geçerli olmak üzere çalışmalarını web ortamında yürütmektedir.

Türkiyede 2009 yılında yayınlanan kitap sayıları

2009 yılında 30560 adet kitap yayınlamıştır.

Bir önceki yıla göre kitap yayımlama sayısı %3,3 oranında azalmıştır. Ayrıca 2009 yılında 30560 kitap dışında 146 elektronik kitap, 35 harita, 25 sesli kitap yayımlanmıştır.

Ayrıca 2009 yılında basılan yayınların % 39,4’ü sosyal bilimler, % 30,4’ü edebiyat, % 7,5’i coğrafya ve tarih, % 6,9’u din, % 5,8’i teknoloji konularıyla ilgili olarak yayımlanmıştır. Yayımlanan materyallerin % 93,8’i Türkçe, % 3,3’ü İngilizcedir.

2009 yılında yayımlanan materyallerin basım adedi 130 milyon 152 bin 613 olup, 2008 yılına göre % 0,3 azalmıştır

ISBN Nedir, ISBN Açılımı

Uluslararası Standart Kitap Numarası anlamına gelen ISBN'nin ingilizce açılımı International Standart Book Number olarak belirtilebilir.

1972 yılında ISO tarafından uygulamaya konulmuştur. ISBN kullanımının amacı, kitaplara numara verilerek uluslararası bir yöntemle düzenlenip standardize edilmesi ve yayımcının yayınladığı kitap, makale veya benzeri çalışmanın kimliğini tanımlamaktır.

ISBN kapsamı

ISBN kitap, CD, Kaset gibi yayım araçları; bilgisayara yazılımları, kitap, katalog, mikro fişler, film ve kasetler gibi yayın araçlarını kapsamaktadır.

Yetişkin Eğitimi Araştırması 2007

TÜİK tarafından 2007 yılı için yapılan yetişkin eğitim araştırması sonuçları 27 Mart 2010'da yayınlandı.

Araştırma 18 yaş ve üstü kişiler olarak tanımlanan yetişkin kişilere yönelik yapılmış ve yetişkin eğitimi araştırmasının temel amacı şöyle belirlenmiştir;

Yaşam boyu öğrenme kapsamında kişilerin kişisel ve mesleki alanlarda sahip oldukları bilgi ile becerilerini geliştirmek amacı güdülmüş ve gayri resmi öğrenmeyle ilgili bilgiler toparlanmıştır.



Yetişkin eğitimi araştırmasının ağırlık katsayıları, Adrese dayalı nüfus sistemi verilerinden yararlanılarak oluşturulmuştur.



2007 yılı İşletmelerde Mesleki Eğitim Araştırması Sonuçları

28/12/2009'da Tüik tarafından yayınlanan mesleki eğitim araştırma verilerine geçmeden önce, işletmelerde mesleki eğitim hakkında bilgi verelim.



Yaşam boyunca öğrenme anlayışıyla, işletmelerde çalışan kişilere yönelik mesleki eğitim hakkındaki ayrıntılı bilgileri toparlamaktır.


Türkiye'de ilk defa uygulamaya konulan mesleki eğitim araştırması uygulaması Ekim 2008 ve Ocak 2009 dönemleri arasında, 10 ve daha çok işçi çalıştıran ve seçilmiş faaliyet kollarında yer alan işletmelerde yüz yüze görüşme yöntemi benimsenerek uygulanmıştır.



Araştırmada mesleki eğitimin, maliyeti, içeriği ve türü hakkında ayrıntılı istatistikler kadar mesleğe hazırlık eğitimine ilişkin bilgiler sağlanmıştır.




2009 yılı Ocak ayı İhracat İthalat Rakamları

Türkiye ihracat ithalat

TÜİK ve Gümrük Birliği ortak çalışmaları sonucu oluşturulan dış ticaret verileri sonuçlarına göre; 2009 yılı Ocak ayında; bir önceki yılın aynı dönemine göre ihracat %25,7 azalarak 7,891 Milyon Dolar, ithalat %43,3 azalarak 9,271 Milyon Dolar olarak gerçekleşmiştir.

İlgili dönemde dış ticaret açığı %75,9 düşerek 5,713 Milyon Dolardan 1,379 Milyon Dolara gerilemiştir.



Ocak 2009 ihracatın ithalatı karşılama oranı %85,1’e yükselmiştir.

ihracat oranları

2009 Yılı Şubat Ayı Dış Ticaret İstatistikleri

Dış ticaret haberleri
TÜİK ve Gümrük Birliği ortak çalışmaları sonucu oluşturulan dış ticaret verileri sonuçlarına göre; 2009 yılı Şubat ayında; bir önceki yılın aynı dönemine göre ihracat %24,9 azalarak 8.317 Milyon Dolar, ithalat %47,6 azalarak 8,398 Milyon Dolar olarak gerçekleşmiştir.
İlgili dönemde dış ticaret açığı %98,4 azalarak 4,951 Milyon Dolardan, 81 Milyon Dolara gerilemiştir.

Şubat 2008'da İhracatın İthalatı Karşılama oranı %99’a yükselmiştir.
İhracat istatistikleri

2009 Yılı Mart Ayı İthalat ve İhracat Verileri

Hazine Dış Ticaret
TÜİK ve Gümrük Birliği ortak çalışmaları sonucu oluşturulan dış ticaret verileri sonuçlarına göre; 2009 yılı Mart ayında; bir önceki yılın aynı dönemine göre ihracat %28,4 azalarak 8,178 Milyon Dolar, ithalat %37,5 azalarak 10,503 Milyon Dolar olarak gerçekleşmiştir.

İlgili dönemde dış ticaret açığı 2,326 Milyon Dolara gerilemiştir.
Mart 2009 ihracatın ithalatı karşılama oranı %77,9’a yükselmiştir.
2009 yılı ihracat rakamları

2009 Yılı Nisan Ayı İhracat İthalat Rakamları

TÜİK ve Gümrük Birliği ortak çalışmaları sonucu oluşturulan dış ticaret verileri sonuçlarına göre;
Dış ticaret haberleri
2009 yılı Nisan ayında; bir önceki yılın aynı dönemine göre ihracat %33,3 azalarak 7,576 Milyon Dolar, ithalat %43,4 azalarak 10,119 Milyon Dolar olarak gerçekleşmiştir.
Nisan 2009 Dış Ticaret Açığı Verileri;
İlgili dönemde dış ticaret açığı %61 azalarak 6,525 Milyon Dolardan, 2,543 Milyon Dolara gerilemiştir.
Yine bu dönemde ihracatın ithalatı karşılama oranı %74,9’a yükselmiştir.

İhracat Oranları

2009 Yılı Mayıs Ayı İthalat ve İhracat Rakamları

Dış Ticaret İstatistikleri

TÜİK ve Gümrük Birliğinin ortak çalışmalarıyla oluşturulan araştırma sonuçlarına göre;
2009 yılı Mayıs ayında; bir önceki yılın aynı dönemine göre ihracat %41 azalarak 7,359 Milyon Dolar, ithalat %43,9 azalarak 10,836 Milyon Dolar olarak gerçekleşmiştir.
Türkiye İhracat İthalat
Mayıs 2009 Dış Ticaret Açığı Verileri; ilgili ayda dış ticaret açığı %49,1 azalarak 6,829 Milyon Dolardan, 3.477 Milyon Dolara gerilemiştir.

2008 Mayıs İhracatın İthalatı Karşılamı Oranı; %67,9’a yükselmiştir.


2009 İhracat Rakamları

2009 Yılı Haziran Ayı Dış Ticaret Verileri

TÜİK ve Gümrük Birliğinin ortak yürüttüğü çalışmalar sonucunda oluşturulan Haziran 2009 İthalat ve İhracat Verilerine göre;

2009 yılı Haziran ayında, bir önceki yılın aynı dönemine göre ihracat %29,2 azalarak 8,332 Milyon Dolar, ithalat %35,9 azalarak 12,483 Milyon Dolar olarak gerçekleşmiştir.
Haziran 2009 Dış Ticaret Açığı Verileri

Dış ticaret açığı %46,1 azalarak 7,706 Milyon Dolardan, 4.152 Milyon Dolara gerilemiştir.

İhracatın İthalatı Karşılama Oranı, 2009 Haziran ayında %66,7’ye yükselmiştir.

2009 Yılı Temmuz Ayı İhracat ve İthalat Rakamları

Dış Ticaret İhracat

TÜİK ve Gümürk Müsteşarlığının ortak girişimiyle oluşturulan Dış Ticaret Verileri çalışmaları sonuçlarına göre;



2009 yılı Temmuz ayında, bir önceki yılın aynı dönemine göre ihracat %28,3 azalarak 9,034 Milyon Dolar, ithalat %39,5 azalarak 12,431 Milyon Dolar olarak gerçekleşmiştir.



Temmuz 2009 Dış Ticaret Açığı Verileri; %57,3 azalarak 7,962 Milyon Dolardan, 3,398 Milyon Dolara gerilemiştir.



İhracatın İthalatı Karşılama Oranı 2009 Temmuz ayında %72,7’ye yükselmiştir.



2009 Yılı Ağustos Ayı İhracat ve İthalat Rakamları

Dış Ticaret İhracat

TÜİK ve Gümürk Müsteşarlığının ortak girişimiyle oluşturulan Dış Ticaret Verileri çalışmaları sonuçlarına göre;

2009 yılı Ağustos ayında, bir önceki yılın aynı dönemine göre ihracat %29,1 azalarak 7,833 Milyon Dolar, ithalat %34 azalarak 12,709 Milyon Dolar olarak gerçekleşmiştir.

2009 Ağustos Dış Ticaret Açığı; %40,6 azalarak 8,205 Milyon Dolardan, 4,876 Milyon Dolara gerilemiştir.



İhracatın İthalatı Karşılama Oranı Ağustos 2009'da %61,6’ya yükselmiştir.

Dış Ticaret İstatistikleri


2009 Yılı Eylül Ayı İhracat ve İthalat Rakamları


Dış Ticaret İhracat
TÜİK ve Gümürk Müsteşarlığının ortak girişimiyle oluşturulan Dış Ticaret Verileri çalışmaları sonuçlarına göre;

2009 yılı Eylül ayında, bir önceki yılın aynı dönemine göre ihracat %33,6 azalarak 8,501 Milyon Dolar, ithalat %30,4 azalarak 12,449 Milyon Dolar olarak gerçekleşmiştir.
İhracat Oranları
Dış Ticaret Açığı Ekim 2009'da %22,5 azalarak 5,091 Milyon Dolardan, 3.948 Milyon Dolara gerilemiştir.

Eylül 2009 İhracatın İthalatı Karşılama Oranı
2008 Eylül ayında %71,5 olan ihracatın ithalatı karşılama oranı, 2009 Eylül ayında %68,3’e gerilemiştir.
Dış Ticaret Haberleri

2009 Yılı Ekim Ayı İhracat ve İthalat Rakamları

Türkiyede Dış Ticaret

TÜİK ve Gümürk Müsteşarlığının ortak girişimiyle gerçekleştirilen dış ticaret verileri çalışmalarının sonuçlarına göre;

2009 yılı Ekim ayında, bir önceki yılın aynı dönemine göre ihracat %3,9 artarak 10,103 Milyon Dolar, ithalat ise %15,2 azalarak 12,675 Milyon Dolar olarak gerçekleşti.

Ekim 2009 Dış Ticaret Açığı; %50,7 azalarak 5,220 Milyon Dolardan, 2,573 Milyon Dolara gerilemiştir.



İhracatın İthalatı Karşılama Oranı 2009 Ekim ayında %79,7’ye yükselmiştir.

2009 İhracat Rakamları


2009 Yılı Kasım Ayı İthalat ve İhracat Rakamları

İhracat İstatistikleri


TÜİK ve Gümürk Müsteşarlığının ortak girişimiyle gerçekleştirilen dış ticaret verileri çalışmalarının sonuçlarına göre;

2009 yılı Kasım ayında, bir önceki yılın aynı ayına göre ihracat %5,2 azalarak 8,911 Milyon Dolar, ithalat ise %4,5 artarak 12,616 Milyon Dolar olarak gerçekleşti.


2009 yılı kasım ayında dış ticaret açığı %38,4 artarak 2,678 Milyon Dolardan, 3,705 Milyon Dolara çıktı.


İhracatın İthalatı Karşılama Oranı 2008 Kasım ayında %77,8 iken, 2009 Kasım ayında ithalatın ihracatı karşılama oranı %70,6’ya gerilemiştir.

2009 Yılı İhracat Rakamları

2009 Yılı Aralık Ayı İhracat ve İthalat Rakamları

İhracat Oranları
TÜİK ve Gümürk Müsteşarlığının ortak girişimiyle gerçekleştirilen dış ticaret verileri çalışmalarının sonuçlarına göre;
2009 yılı Aralık ayında ihracat, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 30,3 artmış ve 10,062 milyon dolar olarak gerçekleştirilmiştir.

2009 yılı Aralık ayında ithalat ise %31,4 artışla 14,989 milyon dolar olmuştur.
Türkiye İhracat İthalat
2009 Aralık dış ticaret açığı verileri;

Dış ticaret açığı %33,8 artarak 3,683 Milyon Dolardan 4 927 Milyon Dolara çıkmıştır.

2008 Aralıkta %67,7 olarak gerçekleşen ihracatın ithalatı karşılama oranı, 2009 Aralık ayında %67,1’e gerilemiştir.

2010 Yılı Ocak Ayı İhracat ve İthalat Rakamları

Dış Ticaret İhracat

TÜİK ve Gümürk Müsteşarlığının ortak girişimiyle oluşturulan Dış Ticaret Verileri çalışmaları sonuçlarına göre 2010 yılı Ocak ayında

İhracat, bir önceki yılın aynı dönemine göre %0,3 oranında azalarak 7,864 milyon dolar


İthalat ise %23,9 oranında artarak 11,504 milyon dolar olarak gerçekleşti.

Türkiyede Dış Ticaret

Ocak 2010 dış ticaret açığı %160,6 oranında artışla 1,397 milyon dolardan 3,640 milyon dolar seviyesine yükselmiştir.

İhracatın İthalatı Karşılama Oranı; Ocak 2009'da yüzde 85 iken, Ocak 2010'da ihracatın ithalatı karşılama oranı %68,4'e geriledi.



2010 Yılı Şubat ayı ithalat ve ihracat rakamları

TÜİK ve Gümrük Müsteşarlığının ortak çalışmasıyla oluşturulan dış ticaret verileri sonuçlarına göre;


2010 yılı Şubat ayında, bir önceki yılın aynı ayına göre ihracat %1,3 azalarak 8,323 milyon dolar, Şubat 2010'da ithalat ise %28,3 artarak 11,640 milyon dolar olarak gerçekleşti.



Şubat 2010 Dış Ticaret Açığı 640 milyon dolardan 3,317 milyon dolara ulaştı.

Dış Ticaret İstatistikleri

Şubat ayında ihracatın azalmasında en önemli etken işlenmemiş ve yarı işlenmiş altın ihracatının gerilemesi olmuştur
2009 Şubat ayında İhracatın İthalatı Karşıma Oranı %92,9 iken,


2010 Şubat ayında ihracatın İthalatı Karşılama Oranı %71,5’e geriledi.

Hazine Dış Ticaret

2008 Yılı Ar-Ge personel sayısı

TÜİK tarafından gerçekleştirilen araştırma raporu sonuçlarına göre Tam Zaman Eşdeğer cinsinden 2008 yılında toplam 67 244 Ar-Ge personeli çalışmıştır.

2008 yılında Arge personel sayısının sektörel dağılımına baktığımızda ise %44,5 ile yükseköğretim, %40,8inin ticari kesimden ve kalanın kamu kesiminde çalıştığı görülmektedir.

2008 Yılı Gayri Safi Yurtiçi Araştırma ve Geliştirme (Ar-Ge) harcamaları

TÜİK tarafından yapılan Arge faaliyetleri araştırmalarının sonuçlarına göre Türkiye'de Arge harcamalarının GSYİH içindeki payı 2008 yılı için 6,893 milyon TL olarak gerçekleşti.

Gayrisafi Yurtiçi Arge harcamalarının GSYİH içindeki payınınında ‰7,3 olduğu belirlendi.

2008 yılı Ar-Ge Faaliyetleri Araştırması sonuçlarına göre kamu kuruluşları, vakıf üniversiteleri ve ticari sektördeki anket sonuçları ile devlet üniversitelerinin bütçe ve personel dökümlerine dayalı olarak Türkiye’de Gayri Safi Yurtiçi Ar-Ge Harcaması 2008 yılında 6 893 Milyon TL olarak hesaplanmıştır. Türkiye’de Gayri Safi Yurtiçi Ar-Ge harcamasının Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYİH) içindeki payı ‰ 7,3’tür.

Satın alma gücü paritesi ile Gayri Safi Yurtiçi Ar-Ge harcaması

2008 yılında Gayri Safi Yurtiçi Ar-Ge harcaması satın alma gücü paritesi cinsinden 7 034 milyon $ olarak gerçekleşmiştir.

2007 Yılı Ar-Ge personel sayısı

Tüik tarafından yürütülen araştırma sonuçlarına göre 2007 yılı içinde Tam Zaman Eşdeğeri türünden 63,377 Arge personelinin çalıştığı belirlenmiştir.

2007 yılında araştırma geliştirme faaliyetleri personel sayısının sektörel dağılımına baktığımızda %46,6sının yükseköğretim, %38,3ünün ticari kesim ve kalan oranında kamu kesiminde gerçekleştiği belirlendi.

10 000 kişiye düşen toplam TZE Ar-Ge personeli sayısı 29.9 kişidir.

2007 Yılı Gayri safi yurtiçi araştırma ve geliştirme (Ar-Ge) harcamaları

8 Mart 2008 tarihinde GSYİH serisi revize edilmiş ve hesaplamalar 1998 yılı baz alınarak belirlenmeye başlanmıştır. Bilindiği üzere önceden 1984 yılı baz alınıyordu.

2007 yılında Arge faaliyetleri araştırma sonuçları incelendiğinde 6,091.2 milyon YTL hesaplanmıştır.

Türkiye'de Arge faaliyetleri harcamalarının Gayrisafi Yurtiçi Hasıla içindeki payı 1998 yılı baz alındığında ‰71 olarak belirlendi.

Satın alma gücü paritesi ile Ar-Ge harcaması

2007 yılında Ar-Ge harcaması satın alma gücü paritesi cinsinden 6 578 milyon ABD Doları olarak gerçekleşmiştir.

2006 Yılı Ar-Ge personel sayısı

2006 yılında Tam Zaman Eşdeğeri (TZE) cinsinden toplam 54 444 Ar-Ge personeli çalışmıştır.

Sektörler itibarı ile dağılıma bakıldığında, TZE cinsinden toplam Ar-Ge personelinin 2006 yılında % 49.1’i yükseköğretim kesiminde, % 33.1’i ticari kesimde ve % 17.8’i kamu kesiminde bulunmaktadır.

2006 yılında istihdam edilen 10 000 kişiye düşen toplam TZE Ar-Ge personeli sayısı 26 kişidir.

2006 Yılı Gayri safi yurtiçi araştırma ve geliştirme (Ar-Ge) harcamaları

TÜİK tarafından 2006 yılında yapılan Arge faaliyetleri araştırma sonuçlarını incelediğimizde Arge harcamalarının GSYİH içindeki payının ‰7,6 olarak gerçekleştiği belirlendi.

Yapılan hesaplamalara göre Türkiye'de Gayrisafi Yurtiçi Arge harcamaları 2006 yılında 4,400 Milyon YTL olarak belirlendi.

Satın alma gücü paritesi ile Ar-Ge harcaması

2006 yılında Ar-Ge harcamaları satın alma gücü paritesi cinsinden bir önceki yıla göre ‰11.7 artarak 4 373 milyon ABD Doları’ndan 4 883 milyon ABD Doları’na yükselmiştir

2005 Yılı Arge personel sayısı

Tüik tarafından yapılan Arge personel sayısı araştırması sonuçlarına gröe Tam Zaman Eş Değer Cinsinden 2005 yılı içerisinde çalışan Arge personel sayısı 49,252 olmuştur

2005 yılındaki arge personel sayısının sektörel dağılımına baktığımızda ise %51,64 yükseköğretim, ve %30,44 ticari kesimde kalan oran ise kamu kesiminde gerçekleşmiştir.

10 000 kişiye düşen toplam TZE Ar-Ge personeli sayısı 2005 yılında 22,3 kişidir.

2005 Yılı Gayri safi yurtiçi araştırma ve geliştirme (Ar-Ge) harcamaları

TÜİK tarafından 2005 yılında yapılan araştırma geliştirme faaliyetleri araştırması sonuçlarına göre Arge harcamalarının GSYİH'ya oranı ‰7,9 oranında gerçekleşti.

Türkiye'de GSYİH Arge harcamaları 2005 yılında 3,835 milyon ytl olarak gerçekleşti.

Satın alma gücü paritesi ile Ar-Ge harcaması

2005 yılında Ar-Ge harcamaları satın alma gücü paritesi cinsinden bir önceki yıla göre ‰19,71 artarak 3,653 milyon $'dan 4 373 milyon ABD Doları’na yükselmiştir. Satın alma gücü paritesi cinsinden kişi başına düşen Ar-Ge harcaması ise aynı yıllarda 51,4 ABD Doları’ndan 60,7 ABD Doları’na yükselmiştir.


2003 Yılı Ar-Ge personel sayısı

TÜİK tarafından 2003 yılında yapılan Tam zaman Eş Değer cinsinden toplam 38,308
2004 yılında ise toplamda 39,960 Arge personeli bulunduğu belirlenmiştir.

Arge personellerinin sektörel dağılımına baktığımızda ise 2003 yılını baz alırsak %63,2si yükseköğretim, %20,5i ticari kesimden olduğu gözlemlenmiştir

10 000 kişiye düşen toplam Tam zaman eş değer Ar-Ge personeli sayısı 2003 ve 2004 yıllarında 18,1 ve 18,3 olarak hesaplandı.

Kişi başına düşen Ar-Ge harcamaları

TÜİK tarafından 2004 yılında yapılan araştırma sonuçlarına göre Arge harcamaları satın alma gücü paritesi türünden ölçümlendiğinde bir önceki yıla göre %31,6 artarak 2,920.1 milyon dolardan 3,653.4 milyon dolara yükselmiştir.

Kişi başına düşen arge harcamaları aynı yıllarda 41,6$dan 51,4$'a yükselmiştir

Gayri safi yurtiçi araştırma ve geliştirme Ar-Ge harcamaları


TÜİK tarafından hazırlanan Arge faaliyetleri araştırması sonuçlarına göre; Türkiye'de Araştırma ve Geliştirme Harcamalarının Gayri Safi Yurtiçi Hasıla açısından payı 2003 yılında ‰6,1 olarak gerçekleşirken, 2004 yılında ‰6,7 olarak gerçekleşmiştir.



Ar-Ge harcamaları 2003 yılında 2,197 Trilyon TL,

2004 yılında ise 2,898 Trilyon TL olmuştur.

Hanehalkı İnternet ve Bilgisayar Kullanım Oranları

2009 yılı içerisinde yapılan hanehalkı bilişim teknolojileri kullanımı araştırması sonuçlarına göre hanelerin %30'u internet erişimine sahiptir.
Yıl içerisinde gerçekleştirilen çalışmalara göre internet erişiminden yararlanmayan hanehalkı neden olarak gerek duymadığını belirtmiştir.

2009 yılında internet erişiminde en çok ADSL bağlantı tipi kullanılmıştır. (%85,6)
2009 yılında internet ençok e-posta kullanımı için kulanılmıştır.

Hanehalkı İnternet Kullanımı ve Bilişim Teknolojileri Kullanımı


2008 yılında yapılan evlerde internet kullanım oranı çalışması olan hanehalkı bilişim teknolojileri kullanım araştırması sonuçlarına göre hanelerin %25,4ü internet erişimine sahiptir.

2008 yılında gerçekleştirilen çalışmaya göre internet erişimi olmayan hanelerin %29,4ü internete bağlanmama nedeni olarak internete ihtiyaç duymadıklarını belirtmiştir.
2008 yılı Nisan ayı içerisinde yapılan araştırmada internet bağlantı tipi olarak ADSL %82,2 ile en çok kullanılan bağlantı tipi olmuştur.

Hanehalkı Bilişim, Bilgisayar ve Hanehalkı İnternet Kullanım İstatistikleri
2005 yılında yapılan Hanehalkı bilişim teknolojileri kullanım oranları sonuçlarına göre hanelerde &8,66 oranında internet erişimi saptanmıştır.
Bu oran bir önceki yıla göre artış %1,64 oranında artış göstermiştir.

16-74 yaş arasındaki hanehalkı bireylerinin bilgisayar ve internet kullanım oranı %17,65tir.

Bu oranlar kentsel yerleşim alanlarında %23,16 iken kırsal yerleşim alanlarında %8,28 olarak gerçekleşmiştir.

2005 yılında en sık kullanılan internet bağlantı şekli %52,27 ile normal telefon üzerinden yapılan modem bağlantısıdır. Bu bağlantıyı %19,27 ile DSL, ADSL vb. izlemiştir.

Araştırma sonuçlarına göre İnternet erişim imkanı olan hanelerin % 67,65' i internet erişimini kişisel bilgisayar üzerinden sağladığı görülmüştür

İşletmelerde Bilgisayar, İnternet ve Teknoloji kullanımı

2009 yılını geçmiş döneme göre değerlendirdiğimizde bilgisayar kullanımı ve internet erişimi oranlarında ciddi bir değişim olmazken web sayfası sahipliğinde düşme gözlenmiştir.

İşletmelerde 2009 yılı ocak ayında teknoloji kullanımı oranı %90,7 iken, bu oran büyük işletme gruplarıyla paralel olarak artmıştır. İnternet erişimine sahip işletmelerin web sayfası sahipliği 2009 yılı ocak ayında %58,7 olarak gerçekleşmiştir.
İşletmelerin yüzde 16,2si bilgisayar üzerinden ürün ve hizmet siparişi verirken, %10,1i internet üzerinden ürün ve hizmet siparişi almaktadır.

İşletmelerde Bilgisayar ve İnternet Kullanımı


2008 yılında yapılan çalışmada 2005 yılıyla kıyasladığımızda önemli bir değişim olmamıştır.
İşletmelerde bilgisayara kullanımı ve internet erişimi yükselirken web sayfası sahipliğinde önemli bir değişim olmamıştır.
2007 yılı Ocak ayında %88,7 ve %85,4 olarak gerçekleşirken, bu oranlar 2008 yılında %90,6ya yükselmiştir.

İşletmelerde Bilgisayar ve İnternet Kullanımı ile Web Sitesi Sahipliği İstatistikleri

İşletmelerin büyüklüğü ile internet erişimi arasında bir paralelik belirlenmiştir.

TÜİK tarafından 2005 yılında ilk kez gerçekleştirilen bilişim teknolojileri kullanımı araştırması sonuçlarına göre bilgisayar ve internet erişimi oranları %80,43 olarak tespit edilmiştir

İnternet erişim düzeyi işletmenin büyüklüğüyle artmaktadır. 250 ve daha fazla işçi çalıştıran işletmelerde internet erişiim %99,22 iken, 10-49 aralığında işçi çalıştıran işletmelerde bu oran %77,97 olmuştur.

İnternet erişim oranı girişimin büyüklüğü ile artmaktadır. 250 ve daha fazla çalışanı olan girişimlerde internet erişimi % 99,22 iken, 10-49 çalışanı olan girişimlerde bu oran % 77,97’dir. İnternete erişimde, araştırma kapsamındaki sektörler dikkate alındığında % 95,44'lük oran ile “sinema ve video filmleri ile ilgili faaliyetler-radyo ve televizyon faaliyetleri” ilk sırada yer almaktadır. Girişimlerin interneti kullanma amaçları çoğunlukla bankacılık ve finansal hizmetlere yöneliktir.

2005 yılı Ocak ayında bilgisayar kullanılan işletmelerde çalışan işçilerin % 40,15’i haftada en az bir kez bilgisayar kullanmaktadır. Aynı dönemde, internet erişimine sahip girişimlerde haftada en az bir kez internete bağlanan çalışanların oranı ise % 35,83’tür.

İşletmelerde Web sitesi sahipliği ve bilgi iletişim teknolojileri güvenlik önlemleri

Kendi web sitesine sahip olan işletmelerin oranı % 48,20'dir. 250 ve daha fazla işçi çalıştıran işletmelerin web sitesi sahipliği, 10- 49 çalışanı olan işletmelere göre iki katından daha fazladır.


İşletmelerde güvenlik önlemleri; 93,36’sı virüs kontrolü veya koruma yazılımı, % 32,21’i güvenlik duvarı ve % 29,97’si ise güvenli sunucu kullanmaktadır.


2004-2006 Yıllarında Sanayi ve Hizmet Sektöründe Teknolojik Yenilikler


İlgili yıllar bazı alındığında girişimcilerin %31,4&ü teknolojik yenilik faaliyetinde bulunmuştur.

10 ve daha fazla sayıda işçi çalıştıran girişimcilerin %22si, piyasaya yeni ve önemli düzeyde geliştirilmiş mal ve hizmet arz etmiştir.
250 ve daha çok işçi çalıştıran büyük girişimcilerin %43,5i yenilik çalışmalarında bulunmuştur.

Yenilik faaliyetlerinde en az bulunan girişimciler ise % 29,7 ile 10–49 arası işçisi olan girişimlerde görülmüştür.

2002-2004 Dönemi Sanayi ve Hizmet Sektörü Teknolojik Yenilikleri
Madencilik, İmalat Sanayi, Elektrik, Gaz ve Su olarak değerlendirilen Sanayi Sektöründe 10 ve daha fazla sayıda işçi çalıştıran girişimcilerin yüzde 34,58 teknolojik yenilik yaptığı belirlenmiştir.

Araştırma Geliştirme hizmetleri, mimarlık, bilgisayar hizmetleri, toptan ticaret ve mühendislik olarak değerlendirilen Hizmet Sektöründe 10 ve daha fazla sayıda işçi çalıştıran girişimcilerin %25,90'ı teknolojik yenilik yapmıştır.

Yenilik Faaliyeti ve Yenilik Araştırması Sonuçları

Türkiye İstatistik Kurumunca 2009 yılında yapılan çalışma sonucu oluşturulan Yenilik Araştırması Sonuçları

Yenilik Faliyeti Nedir?

Yenilik faliyeti, teknolojik yenilikler ve teknolojik olarak değerlendirilmeyen yenilikler olarak sınıflandırılmaktadır.

Ürün ve süreç yeniliği teknolojik yeniğili; pazarlama ve organizasyon ise teknolojik sayılmayan yenilik olarak belirlenmektedir.

Aşağıda 10 ve daha fazla çalışanı olan sanayi ve hizmet sektöründe faaliyet gösteren girişimlerin 2006 ve 2008 yıllarını kapsayan dönemdeki üç yıllık döneme ait yenilik faaliyetlerine ilişkin bilgileri içermektedir.

Girişimlerin % 37,1’i yenilik faaliyeti yürüttü

2006–2008 yıllarını kapsayan üç yıllık dönemde 10 ve daha fazla çalışanı olan girişimlerin % 37,1’i yenilik faaliyetinde bulunmuştur. Yenilik faaliyetleri girişimlerin büyüklük grubu ile orantılı olarak artmaktadır. 10–49 çalışanı olan girişimlerin % 33,8’i, 50–249 çalışanı olan girişimlerin % 43,7’si ve 250 ve daha fazla çalışanı olan girişimlerin % 54,4’ü, yenilik faaliyetinde bulunmuştur.

Yenilik faaliyeti Girişimlerin yüzde 29,8’i teknolojik yenilik faaliyetinde bulundu

Yenilik faaliyetli Girişimlerin yüzde 22,7’si teknolojik olmayan yenilik faaliyetinde bulundu

Girişimlerin yüzde 16’sı teknolojik yenilik faaliyeti için işbirliğinde bulundu

2006–2008 yıllarını kapsayan üç yıllık dönemde teknolojik yenilik faaliyeti için işbirliği yapan girişimlerin oranı % 16’dır. İşbirliğinde bulunan girişimlerin % 81,9’u makine, teçhizat ve yazılım sağlayıcıları ile yürüttükleri teknolojik yenilik faaliyeti için işbirliğinde bulundu. İşbirliği yapılan kişi ve kuruluşların ülkeleri dikkate alındığında % 97,1’i yurtiçinden, % 26’sı ise AB üye, aday ve EFTA ülkelerindendir.



2007 Genel Seçim Sonuçları

22 Temmuz 2007 - 23. Dönem Milletvekil Genel Seçimi

YSK Seçim Sonuçları

2007 yılının temmuz ayında yapılan son milletvekili genel seçiminde oy kullanan seçmen sayısı 36,056,293 olarak gerçekleşmiştir.

Aslında kayıtlı seçmen sayısı 42,799,303 olarak belirlenmesine rağmen milletvekili genel seçimlerine katılım oranı %84 civarında olmuştur.

Milletvekili Seçim sonuçlarına göre,


AKP %46.6 oy oranı ve 341 milletvekili sayısı,

Cumhuriyet Halk Partisi %20.9 ile 112 milletvekili sayısı,

Milliyetçi Hareket Partisi %14.3 ile 70 milletvekili sayısı,

Bağımsızlar %5.2 ile 26 milletvekili kazanmıştır.


Blog Arşivi