ADİ HİSSE SENEDİ (Common stock, capital stock)
Bir anonim şirketin sözleşmesinde kayıt bulunmuyorsa, çıkartılan hisse senetleri sahiplerine eşit haklar sağlar. Bunlara adi hisse senedi denir. İmtiyazlı hisse senetlerinde ise durum bunun tersidir.
ADEMİTAKİP (Nonprosecution)
Takipsizlik. Bir suç işlendiğini duyan savcı, kamu davası açılmasını gerektiren bir durum görmezse ademi takip karan verebilir. Bunun gibi, hazırlık soruşturmasının sonucunda da kamu davası açılmasına gerek görül-memişse takipsizlik kararı verilir.
ADALET DİVANI (Court of Justice)
Avrupa Topluluğu'nun bir organı. Roma Antlaşması hükümlerine uyulup uyulmadığını denetler. Üye devletlere ve şirketlere para cezası verme yetkisi vardır.
AÇILIŞ FİYATI (Opening price) Nedir
Genellikle menkul kıymetler ve döviz piyasalarında yeni bir iş günü başladığında kaydedilen (kote edilen) ilk fiyatlar. Piyasadaki aracılar, arz ve talep gelişmeleri konusunda henüz tam bir bilgi sahibi olmadan alım - satım işlemlerine başlamak üzere bir fiyat kote ederler. Bu açılış fiyatları gerçekte işlem gören fiyatlar olmayabilir. Ancak bunlar işlemcilere yol gösteren veya öneri niteliğindeki fiyatlardır. Bu fiyatların belirlenmesinde bir önceki seansta uygulanan kapanış fiyatları ve gece boyunca dünya piyasalarında oluşan gelişmeler dikkate alınır. Doğal olarak bu fiyattan alıcı veya satıcı bulunamazsa fiyat düşürülür veya yükseltilir, böylece denge fiyatına ulaşılmaya çalışılır.
AÇIK - UÇLU FON (Open - end fund)
Sabit hisseli sermayesi bulunmayan menkul kıymetler yatırım fonu şekli. Hisseler, yatırım fonunun portföyüne katılma payını temsil eder. Fon, yeni hisse senedi çıkartıp halka sattıkça sermayesi de değişmiş olur. Aynı şekilde, yatırımcılar da ellerindeki hisse senetlerini fona satabilirler. Açık - uçlu fonların tersi kapalı -uçlu fonlardır.
AÇIK - UÇLU YATIRIM ORTAKLIĞI
(Investmentrust) Menkul Kıymetler Yatırım Ortaklığı.
AÇILIŞ BİLANÇOSU (Opening ba-lance sheet)
Bir işletmenin yeni bir hesap dönemi eşiğindeki durumunu gösteren bilanço. İlk defa faaliyete geçecek işletmeler için, faaliyet öncesi durumu yansıtır. Günümüzdeki uygulamaya göre, geçmiş dönemin kapanışına ve yeni dönemin açılışına ait durumlar ayrı ayrı bilançolarda değil tek bir bilançoda gösterilir. Diğer bir deyişle, kapanış bilançosu, gelecek dönemin açılışına uygun biçimde düzenlenmektedir. Hesapların son durumu yansıtacak biçimde düzenlenmesi kapanış ve açılış bilançoları arasındaki farkı ortadan kaldırmaktadır.
AÇIK TEKLİF USULÜ (Open bidding)
Genel bütçeye dahil dairelerle, katma bütçeli idarelerin, özel idare ve belediyelerin ihale usullerinden birisi. Bu idare veya bunlara bağlı dairelerin alım, satım, hizmet, yapım, kira ve benzeri işlerinden tahmin edilen bedelleri her yıl Genel Bütçe Kanunu ile belirlenen bir tutarı geçmeyen ihaleler açık teklif usulüyle yapılabilir. Açık teklif usulüne göre ihaleler, isteklilerin tekliflerini ihale komisyonları önünde sözlü olarak belirtmeleri suretiyle yapılır. Ancak istekliler, tekliflerini, ilanda belirtilen saate kadar komisyon başkanlığına ulaşmış olmak koşuluyla, iadeli taahhütlü bir mektupla da gönderebilirler, ilanda belirtilen ihale saati gelince, komisyon başkam, isteklilerin belgelerini ve geçici teminat verip vermemiş olduklarını inceleyerek, kimlerin ihaleye katılabileceğini bildirir. Katılamayacakların belge ve teminatlarının geri verilmesi kararlaştırılır. Bu işlemler istekliler önünde bir tutanakla belirlenir. Tutanaktan sonra, ihaleye girmeyecekler ihale yerinden çıkartılır. Diğer istekliler, önce şartnameyi imzaya, sonra da sıra ile tekliflerini belirtmeye çağırılır. Yapılacak teklifler ihaleye ait arttırma ve eksiltme kâğıdına yazılır ve teklif sahipleri tarafından imzalanır. İlk teklifler böylece belirlenir. Komisyon başkam posta ile yapılan teklifleri de okutarak kaydettirir. İhaleden çekilenler arttırma ve eksiltme kağıdına kaydedilir ve imzaları alınır. Sözlü ve yazılı son teklifler alındıktan sonra ihalenin sonucu karara bağlanır. Karar, ita amirinin onayına tabi olmak kaydıyla, ihalenin teklifte bulunanlardan birisine verilmesi, hiçbirine verilmemesi veya belli bir süre sonra incelemede bulunularak verilmesi biçiminde olabilir. Karar özeti komisyon başkanı ve üyeler tarafından imzalanarak durum hazır bulunanlara bildirilir (Kapalı Teklif Usulü, Pazarlık Usulü, Devlet thale Kanunu).
AÇIKTAN SATIŞ (Short sale)
"Alivre satış", "kısa satış" gibi deyimlerle de ifade olunur. Bir mal, döviz veya menkul değerin ilerde fiyatınm düşeceğini tahmin eden kimsenin, bu fiyat düşüşünden yararlanmak için, söz konusu ekonomik varlıkları bu-güıiden yüksek fiyatla satması ve teslimini ilerde yapmasma dayanan bir işlem şeklidir. Satıcı bu varlıkları bugünden yaptığı satış sözleşmesi ile satarken henüz bunlara sahip bulunmamaktadır. Yani henüz sahibi bulunmadığı şeyleri satmaktadır. Öyle ummaktadır ki yarın fiyatlar düşecek ve o da bu düşük fiyattan sattığı şeyi satın alarak alıcısına devredecektir. Dolayısıyla satış sözleşmesindeki yüksek fiyatla satın aldığı düşük fiyat arasındaki fark satıcının kârını oluşturacaktır. Bununla birlikte, burada açıklanan davranışlar bir spekülasyon niteliğindedir. Çünkü, eğer açıktan satış yapan kişi tahminlerinde yanılırsa, yani sattığı mal, döviz veya menkul değerin gelecekte fiyatı yükselirse bundan bir zarara uğrar. Oysa bir tüccar güvenceli hareket etmek zorundadır. Açıktan satışlarda ne şekilde güvence sağlanabilir?
Bunun yolu satış işlemine ters yönde ikinci bir işlem yapmaktır. Yani, bir malı gelecekte teslim kaydıyla satan tüccar aynı anda, aynı miktar malı yine gelecekte teslim kaydıyla satın alır. Dolayısıyla eğer gelecekte fiyatlar düşecek olursa sattığı maldan uğrayacağı kaybı, satın aldığı maldan sağlayacağı aynı miktar kazançla dengelemiş olur. Kuşkusuz bu işlemleri yaparken aldığı komisyon ise onun normal kazancını oluşturmaktadır. Burada açıklandığı gibi, mal ve döviz konusundaki açıktan satış işlemlerinde satılan malların teslimi gelecekte belirli bir tarihte yapılır. Bu konuda menkul değerlerde bir farklılık vardır. Açıktan satılan bir menkul değerin alıcısına tesjim edilmesi gerekir. Dolayısıyla satıcı, sattığı hisse senedine sahip bulunmasa da bunu ödünç alıp alıcıya devretmek zorundadır.
AÇIK POZİSYON (Open position)
Döviz borsasında spekülatörün belirli bir davranış biçimini anlatan terim. Döviz kurlarındaki değişme olasılığı, gelecekte teslim kaydıyla döviz alım satımlarında bir riziko doğurur. Örneğin üç ay sonra teslim kaydıyla dolar satan bir kimse, eğer bu süre içinde dolar fiyatı yüksel-mişse bundan bir zarara uğrar. Aynı şekilde, gelecekte dolar satınalan kimse de dolar fiyatlarındaki düşüşten zarara uğrayacaktır. Genellikle ithalatçılar ve ihracatçılarla uluslararası mali yatırımcılar vadeli döviz piyasası işlemleriyle kendilerini, ileride döviz kurlarındaki değişmeden doğacak zararlara karşı korurlar. Oysa döviz spekülatörleri (Spekülasyon) döviz kurlarının gelecekteki değişmesi konusunda mesleki yeteneklerine dayanarak tahminlerde bulunur ve buna bağlı olarak gelecekte teslim alım ve satım sözleşmeleri yaparlar. Bunlar, kur değişmelerinin tüm rizikosunu yüklenmekle açık pozisyon almış olmaktadırlar. Spekülatörler aldıkları bu açık pozisyon sonucunda eğer, tahminleri doğru çıkarsa bundan bir kazanç sağlar, yanılırlarsa bir zarara uğrarlar.
AÇIK PİYASA İŞLEMLERİ (Open market operations)
Merkez bankasının piyasadaki para arzını genişletmek veya daraltmak için kullandığı araçlardan biri. Merkez bankasının piyasadan devlet tahvili ve hazine bonosu gibi menkulleri satınalması, bunları satanların ellerine nakit para geçmesine, bu da bankalardaki parasal rezervlerin artmasına ve dolayısıyla ekonomideki para arzının genişlemesine neden olur. Para ar-zmdaki genişleme ise, diğer yandan faiz oranının düşmesine ve yatırımları özendirerek ekonominin canlanmasına yol açar. O bakımdan, merkez bankası açık piyasada satış işlemlerine, ekononin duraklama içerisinde bulunduğu dönemlerde başvurur. Enflâsyonist dönemlerde ise aksine, piyasada devlet tahvili ve hazine bonosu gibi menkuller satar. Bu şekilde halkın ve bankaların nakit rezervleri azalır, kredi almak zorlaşır ve faiz oranları yükselir. Bu da yatırımların kısılmasına ve harcamaların daralmasına, dolayısıyla ekonomideki talep şişkinliğinin önlenmesine yol açar. Açık piyasa işlemleri yalnız para hacmini etkilemekle kalmaz, aynı zamanda toplam harcamalar ve faiz oranları yoluyla ülkenin dış ödemeler bilançosu durumunu da etkiler. Örneğin açık piyasa satış işlemleri toplam harcamaları daraltarak ithalatı kısıcı yönde etkilediği gibi faiz oranlarını yükselterek de ülkeye bir miktar yabancı mali sermayenin girmesine yol açabilir.
AÇIKLANMIŞ TERCİHLER (Revea-led preferences)
Farklı gelir-fiyat bileşimleri durumunda tüketicinin fiilen yaptığı seçimlerle ilgili davranışlarının analiz edilmesi. Veri bir gelir ve fiyat düzeyi, tüketicinin sa-tmalacağı malların bileşimini belirler. Belirli bir gelir-fiyat durumunda tüketicinin satın alabileceği çeşitli mal bileşimleri vardır. Fakat gerçekte tüketicinin bunlardan yalnızca bir tanesini tercih etmesi, onun "açıklanmış tercihler"inin bir göstergesidir. Başka bir gelir-fiyat düzeyi başka bir açıklanmış tercihinin, ortaya çıkmasına yol açar. Eğer tüketicinin tercihlerinde tutarlı olduğunu kabul edersek, faydanın ölçü-lebilirliği varsayımına gerek kalmadan, tüketici talep teorisi hakkında bazı önermelerin kanıtlanması mümkün olabilir. Hatta tüketici kayıtsızlık eğrisi dahi elde edilebilir. Açıklanmış tercihler yaklaşımını ilk formüle eden iktisatçı Paul A. Samuel-son'dur.
AÇIK KREDİ (Unsecured credit)
Krediyi alanın itibarından başka bir karşılık aranmadan açılan kredi. Bankalar bu tür kredileri en itibarlı müşterilerine açarlar. Bunun bir çeşidi de cari hesap kredisidir. Burada, banka müşterisine, bankadaki hesabının üzerinde belirli bir sınıra kadar çek çekmesine olanak sağlar. Bu miktara kadar kullanılan kredi üzerinden belirli bir faiz ödenir. Bu tür krediler değişken ihtiyaçları karşılamanın ucuz ve pratik bir yolu olarak kabul edilirler.
AÇIK KEŞİDE (Drawing in blank)
Üzerinde bulunması zorunlu bazı unsurlar doldurulmadan düzenlenerek lehdara verilen poliçe veya bonolardır. Ancak bu tür bono veya poliçelerin lehdar tarafından anlaşmaya uygun biçimde doldurulmaları gerekir. Ödenecek miktarın kesin olarak belli olmadığı durumlarda düzenlenen bono ve poliçeler için genellikle açık keşide yöntemine baş vurulur. Ticaret Kanunumuzda açık bono ve poliçe yerine "beyaz poliçe" veya "beyaz bono" terimleri kullanılmaktadır. Açık poliçe özellikle taşıma sigortacılığında kullanılır. Alıcı ve satıcı malın ne zaman ve hangi araçla taşınacağı konusunda tam bilgi sahibi değilseler, eksik bilgiler sonradan tamamlanmak üzere, sigorta sözleşmesini imzalayabilirler. Böylece vapur limana ulaşmadan taşıma sigortası yapılmış olur.
AÇIK KABUL (Blank acceptance)
Tamamen doldurulmamış, örneğin tutarı ve süresi belirtilmemiş bir poliçenin muhatap tarafından alınıp kabul edilmesi durumudur. Ancak, muhatabın böyle bir poliçeyi anlaşmaya aykin biçimde doldurmaması gerekir, Açık kabul Ticaret Kanunumuzun olanak tanıdığı bir usuldür.
AÇIK İŞ ORANI (Job vacancy rate) nedir
Bir ekonomide çeşitli sektörlerde işe yerleştirilmek istenen işçi sayısının, halen istihdam edilenlerle boş iş sayısının toplamına oranlanması. Batılı sanayileşmiş ülkelerde açık işlere ilişkin veriler, anket yöntemiyle aylık veya mevsimlik olarak sürekli şekilde belirlenmekte ve yayınlanmaktadır. Açık iş, firmanın dışarıdan işçi alarak doldurmak istediği işleri ifade eder. Açık iş oranı hakkındaki veriler, işçi yetiştirme programlarının cari ihtiyaçlara daha duyarlı hale getirilmesini sağlama ve iş gücü arz ve talebi arasındaki dengesizliği belirleme gibi yönlerden yararlı olur.
AÇIK HESAP (Open account)
Bir tür ticari kredi açma yöntemi, özellikle mal satışı şeklinde açılan kredilerde uygulanır. Satıcı bedelini tahsil etmeden alıcıya, partiler halinde, malları teslim eder ve açtığı kredilerin kaydını tutar. Belirli süreler dolunca da alıcıya ödeme talimatında bulunur veya ona bir borç senedi gönderir. Bu tür işlemlerin en önemli avantajı çok esnek olmalarıdır. Çünkü ilk anlaşmadaki koşullar (süre uzatımı, fiyatlar v.s. gibi) kolayca değiştirilebilir. Ayrıca basit ve sürdürülmesi nisbeten masrafsız uygulamalardır. Bununla birlikte, açık hesap yönteminde karşılıklı güven esastır. Bu tür yöntemler birbirini yakından tanıyan ve birbirine güvenen tacirler arasında uygulanabilir. Alıcının, hesabın deftere kaydını hiç görmemesi sorun doğurabilir. O nedenle defter kaydıyla yetinmeyip, fatura, taşıma belgesi, v.s. gibi belgeleri de hesaba eklemek gerekir. Açık hesap ayrıca ihracatta da kullanılan bir işlem şeklidir. Şöyle ki ihracatçı, ithalatçı ödemeyi yapmadan sevk evrakını ona gönderir. İthalatçı da bu belgelerle malı taşıma aracından devralır. Taraflar arasında ödemenin ne zaman yapılacağı konusunda genellikle bir anlaşma vardır. Fakat burada da taraflar arasında tam bir güven esası gerekir. O bakımdan bu yöntemin uygulamaları özellikle çok uluslu şirketlerin değişik ülkelerdeki şubeleriyle ana merkezleri arasındaki ticarette görülür. Bunun tercih edilmesindeki neden poliçe ile ödemeye göre daha ucuz olmasıdır.
AÇIK FİNANSMAN (Deficit financing) nedir
Hükümetin bütçe gelirlerinden daha fazla harcama yapmasına dayanan bir politika izlemesi. Buna açık bütçe politikası da denir. Bütçe açıkları iç borçlanma veya merkez bankasının açıktan para basması ile karşılanır. Keynes Teorisi'ne göre ekonominin durgunluk dönemlerinde açık finansman politikası ekonomik faaliyetlerin canlanmasına ve istihdamın yükselmesine katkıda bulunur. Ancak ekonominin tam istihdam düzeyine ulaştığı durumlarda açık finansman politikasıyla harcamaların artırılması enflasyonu hızlandırıcı etki yapar. Özellikle az gelişmiş ekonomilerde açık finansmanla yüksek enflâsyon arasında yakın bir ilişki vardır. Bunun nedeni ekonominin tam istihdam içinde olmasından çok ekonomik yapının katılığı ve karşılaşılan çeşitli darboğazlardır.
AÇIK EKSİLTME (Auction by un-derbidding)
Bir kuruluşun yaptıracağı bir işi veya satmalacağı bir malı, yarışma yoluyla en düşük fiyat teklif edenden karşılaması yöntemi. Kamu veya özel kuruluşlarca uygulanabilir. Açık eksiltme açık veya kapalı zarf usulü ile yapılabilir. Genellikle açık eksiltmede satıcı veya müteahhitler yalnızca tek bir teklif verirler İhale).
AÇIK EKONOMİ (Open economy)
Dış ticaret rejimleri nisbeten liberal olan ekonomiler. Karşılaştırmalı Üstünlük Teorisi'ne uygun olarak uluslararası iş bölümüne ve serbest ticarete dayanırlar. Serbest piyasa mekanizmasına bağlı ülkelerde açık ekonomi politikası izlenir. Bu politikanın tersi otarşidir. Açık ekonomi devletin dış ticarete hiçbir müdahalesinin olmaması anlamına gelmez. En liberal ekonomilerde bile devletin bir ölçüde müdahalesi söz konusudur. Batılı sanayileşmiş ülkeler genelde açık ekonomi politikası, Sosyalist Blok ülkeleri ve çoğu az gelişmiş ülkeler ise müdahaleci politikalar benimsemişlerdir.
AÇIK CİRO (Blank endorsement)
Tahsil edecek kişinin adı yazılmadan sadece arkasına imza atılarak çeklerin ve diğer ticari senetlerin devredilmesi işlemidir. Açık ciro yoluyla devredilen senetlerde ödeme senedin hamiline yapılır.
AÇIK ÇEK (Blank cheque)
Ödenecek miktar boş bırakılarak düzenlenen çeklerdir. Bu durumda ödenecek miktar çeki tahsil edecek olan kişi tarafından daha sonra yazılır. Açık çek borçlunun alacaklıya sonsuz güven duyduğu durumlarda baş vurulabilecek bir yoldur.
AÇIK BONO (Blank bili)
Genellikle miktarı belirtilmeden imzalanan bonolar. Bu tür bonolarda tutar hanesine istenilen miktar yazılarak bonoyu düzenleyen o miktarda borçlandırılır. Bunlar en aşın ölçüde güvene dayanan bonolardır.
AÇIK ARTIRMA (Open bidding)
Bir malın daha önceden ilân edilen yer ve zamanda alıcıların önünde en yüksek fiyatı verene satılması esasına dayanan bir satış yöntemi. Açık eksiltmenin tersi. Genellikle sanat eserleri, tarihi değeri olan eserler ya da arzı sınırlı, kullanılmış veya standart - dışı mallar açık artırma yoluyla satılırlar
Ekonomi Sözlüğü - A Harfiyle
Ekonomi Sözlüğü - B Harfiyle
AÇIĞA SATIŞ (Short selling)
Menkul değer ve döviz borsalarıyla ilgili bir kavram. Borsa oyuncusunun, ilerde değerinin düşeceğini tahmin ettiği bir menkul değeri veya dövizi gelecekte teslim kaydıyla bugünden satması. Borsa oyuncusu, sattığı hisse senedini ya da dövizi ileride daha düşük fiyattan satın alıp sahibine teslim etmeyi ummaktadır. Eğer tahminleri tutarsa bundan bir kazanç sağlar, aksi halde bir zarara uğrar (Spekülâsyon). Satışı yapan bugünden satışı yaparken henüz sattığı şeye (döviz veya menkul değer) sahip değildir. Bunu ileride ucuz fiyattan satın alıp teslim etmeyi düşünmektedir. O nedenle buna "açığa satış" denmiştir.
AÇIĞA İMZA (Blank signature)
Bir senedin ya da mali belgenin, koşulları tamamen veya kısmen sonradan yazılmak üzere ilgililer tarafından imzalanması durumudur. Örneğin borcun tutarı, sözleşmenin süresi, ödeme koşulları, sonradan yazılmak üzere sözleşme metninde boş bırakılır. Bu şekilde tarafların boş kâğıda imza atıp, sözleşmenin sonradan tamamlanması durumlarına iş hayatında oldukça sık rastlanabilir. Bunun bir şekli de örneğin sözlü anlaşma sağlandıktan sonra taraflardan birinin boş kâğıdı imzalayıp karşı tarafa vermesidir. Açığa imza yoluyla sözleşme yapılması tarafların birbirine tam güven duydukları ya da sözleşmenin niteliğinin zorunlu kıldığı durumlarda baş vurulan bir yoldur.
ACYO (Agio) nedir
Kökeni îtalyanca'daki "aggio" kelimesidir. Genel anlamıyla "fark" demektir. Eski dönemlerde madeni paranın maden değeri ile nominal değeri arasındaki farkı ifade için kullanılırdı. Sonraları banka veya bankerler tarafından satılan dövizler karşılığında alman ücrete acyo denildi. Giderek bankaların bütün işlemleri üzerinden aldığı ücretlere de bu ad verilmiştir. Buna göre, havale acyosu, senet acyosu, kefalet mektupları acyosu gibi çeşitli kullanış alanları vardır. Fakat daha çok senetler üzerinden hesaplanan para farkı ve komisyon gibi tutarların toplamını ifadede kullanılır. Bu gibi tutarlar genellikle, senetlerin nominal değerlerinin belirli bir yüzdesi biçiminde hesaplanır
ACİZ VESİKASI nedir (Certificate of in-solvency)
İcra yoluyla alacağını alamayan alacaklıya, ödenmemiş alacağı için verilen belge. İflâs Masa-sı'ndan alacağının tamamını sağlayamayan alacaklıya, ödenmemiş kısım için verilen belge de aciz vesikasıdır.
ACİZ (Insolvency) Nedir
Bir tacirin borçlarını ödeyemeyecek durumda olması. Hakkında iflâs işlemi başlatılan tacir acz içinde sayılır.
ACENTA (Agency) nedir
İtalyanca'daki "agente" kelimesinden geçmiştir. Belirli bir yer veya bölge içinde sürekli olarak bir firma adına sözleşmelere aracılık eden ya da bu sözleşmeleri o firma adına yapmayı meslek edinen kişiye acenta ve bu tür işletmelere de acentalık denir. Acen-tanın özellikleri, bağımsızlık, süreklilik ve bir başka işletme adına alım - satım sözleşmelerine aracılık etmektir. Acentanın, adına sözleşme yaptığı firma ile arasında ticari temsilcilik, satış memurluğu ya da müstahdemlik gibi bir sıfatı bulunmaz. Acenta, hizmetleri karşılığında bir komisyon alır. Prensip olarak, aynı yer ve bölge içinde ve aynı ticaret dalı için birden fazla acenta tayin edilmez. Acenta kendisine bırakılan bölge içinde temsil ettiği firmanın işlerini görmek ve çıkarlarını korumakla sorumludur. Sanayinin gelişmesiyle birlikte, yığın üretimi yöntemlerine geçilmiş, böylece üretilen çok miktardaki malın geniş alıcı çevrelerine arz edilmesi önem kazanmıştır. Sonuç olarak, birçok büyük işletme, bulunduğu yer dışındaki bölgelerde bağımsız çalışan fakat sürekli şekilde kendi mallarını pazarlayan acenta gibi aracılardan yararlanmak yoluna gitmiştir.
ACCEPTING HOUSES
Özellikle İngiltere'de XIX. asırda önemli gelişme gösteren bir mali işletme türüdür. Bu ülkede bazı büyük firmalar yerli ve yabancı müşterilerin senetlerine garanti vermek ya da bunları "kabul" etmek şeklinde faaliyet gösteriyorlardı. Bunlara "merchant bankers" da denir. Bu ticarethaneler diğer işlerini bırarak yalnız kabul kredileri üzerinde faaliyet göstermişlerdir. Ticari senetlerin üzerine imza koymalan yani bunlara "kabul" vermeleri, söz konusu senetlere olan güveni artırarak, mali piyasalarda bunların el değiştirmesini kolaylaştırır. Bu işlemler giderek bankacılığın bir uzmanlık dalı durumuna gelmiştir. Bununla birlikte, çoğu accepting house'lar zamanla diğer ticari bankacılık faaliyetleriyle de uğraşmaya başlayarak faaliyet alanlarım genişletmişlerdir. Bugün Londra'da faaliyet gösteren azımsanma-yacak sayıda accepting house'ler vardır. Bunların tümü Accepting Houses Committee adlı bir kuruluş içinde toplanmışlardır.
ABSENTİZM (Absentism)
İngilizce' de "yok", "mevcut olmayan" anlamındaki "absent" kelimesinden gelir. Şu iki anlamda kullanılır : 1. Tarımda toprak sahiplerinin bizzat kendilerinin işletmedikleri ya da toprağının başında bulunmadıkları bir işletme rejimi, 2. İşçilerin hastalık, izin veya grev gibi bir nedene bağlı olmaksızın tamamen kendi istekleri ile çalışmadan geçirdikleri iş günleri.
ABONE (Subscription)
Fransızca "abonne" kelimesinden gelir. Peşin para ödeyerek bir şeye, belirli bir süre alıcı olma durumudur. Örneğin, bir dergi veya gazeteye abone olmak gibi. "Abonman" da "abonne-ment"in dilimize geçmiş şeklidir, abone olma işlemini ifade eder : Otobüs abonmanı, elektrik abonmanı gibi.
ABLUKA (Blokage)
İtalyanca "ab-loco" kelimesinden gelir. Bir ülkenin askeri güç kullanarak başka bir devletin dış dünya ile olan her türlü bağlantısını kesmesi anlamına gelir. Bunun için ülke sınırları denizden ve karadan kuşatma altına alınır. Askeri ablukanın yanında bir de ekonomik ambargo vardır. Bu ise hasım ülkeye savaşta kullanılabilecek malzemelerin satışının yasaklanması demektir.
ABD-KANADA SERBEST TİCARET BÖLGESİ
(US . Canada Free Trade Association).
1988 yılında ABD ile Kanada arasında sanayi malları üzerinde kurulan bir serbest ticaret bölgesidir. Bu ülkeler aralarındaki ticareti tamamen serbestleştirmeyi amaçlamaktadırlar. Ancak dışa karşı her ülke kendi özel tarifelerini uygulamaya devam edecektir. ABD -Kanada Serbest Ticaret Bölgesi'nin on yıllık bir sürede tamamlanması ön görülmüştür (Gümrük Birliği).
2010 Yılı Ocak Ayı Tüketici Fiyatları Endeksi Oranları
Tüik tarafından yayınlanan 2010 yılı Ocak ayı TÜFE verilerine göre; Aralık 2009 ayının aynı dönemine göre %1,85, 2009 yılının Ocak ayına göre %8,19 olmuştur.
Tüfe Ortalaması
Yıllık ortalamalara göre de %6,16 oranında gerçekleşmiştir.
Bir önceki aya göre en yüksek artış gıda ve alkolsüz içecekler sektöründe gerçekleşmiştir.
Bir önceki yılın aynı dönemine göre Tüketici Fiyat Endeksi açısından en yüksek artış alkollü içecekler ve tütün ürünlerinde meydana gelmiştir.
2010 Yılı Şubat Ayı Tüketici Fiyatları Endeksi Oranları
Tüik tarafından yayınlanan 2010 yılı Şubat ayı TÜFE verilerine göre; ocak ayının aynı dönemine göre %1,45, 2009 yılının şubat ayına göre %10,13 olmuştur.
Tüfe Ortalaması
Yıllık ortalamalara göre de %6,38 oranında gerçekleşmiştir.
Bir önceki aya göre en yüksek artış gıda ve alkolsüz içecekler sektöründe gerçekleşmiştir.
Bir önceki yılın aynı dönemine göre Tüketici Fiyat Endeksi açısından en yüksek artış alkollü içecekler ve tütün ürünlerinde meydana gelmiştir. Şubat 2010 döneminde en yüksek TÜFE artışı Şanlıurfa ve Diyarbakır olmuştur.
2010 Yılı Mart Ayı Tüketici Fiyatları Endeksi Oranları
Tüik tarafından yayınlanan 2010 yılı mart ayı TÜFE verilerine göre; şubat ayının aynı dönemine göre %0,58, 2009 yılının mart ayına göre %9,56 ve yıllık ortalamalara görede %6,53 oranında gerçekleşmiştir.
Bir önceki aya göre en yüksek artış haberleşme sektöründe gerçekleşmiştir.
Bir önceki yılın aynı dönemine göre Tüketici Fiyat Endeksi açısından en yüksek artış alkollü içecekler ve tütün ürünlerinde meydana gelmiştir.Mart 2010 döneminde en yüksek TÜFE artışı Erzurum, Erzincan ve Bayburtta olmuştur.
2005 Yılı Gazete ve Dergi Sayıları ile Tirajları
Türkiye'de 2005 yılında yayınlanan gazete ve dergi sayısı 4208'dir.
Türkiyedeki Gazetelerin % 92,7’si yerel yayın yapmaktadır.
Ayrıca 2005 yılında basılan gazetelerin %92,7'si yerel tipte, %2,6'sı bölgesel ve ve kalan %4,7 ulusal tipte yayın yapmaktadır
Ülkemizde 2005 yılı içinde yayımlanan 4,208 gazete ve derginin yıllık toplam tirajı 1,616,814,401 olup, bunun % 94,6’sını gazetelerin tirajı oluşturmaktadır.
Yıllık toplam tirajın % 16,5’ini yerel, %2,6’sını bölgesel, % 80,9’unu ise ulusal gazeteler ile dergiler oluşturmaktadır.
Gazete tirajlarının % 93,1’ini günlük gazeteler oluştururken, Dergi Tirajlarının yüzde 52,4’ünü aylık dergiler oluşturmaktadır.
2006 Yılı Gazete ve Dergi Sayıları ile Tirajları
2006 yılında 4 643 gazete ve dergi yayımlanmıştır. Bu yayınların % 57,1’ini dergiler oluşturmaktadır.
2007 Yılı Gazete ve Dergi Sayıları ile Tirajları
Türkiye'de 2007 yılında yayınlanan dergi sayısı bir önceki yıla göre %22 artmıştır.
Türkiye'de 2007 yılındaki gazete ve dergi sayısı 5674'tür.
Yayınların % 58,8’ini dergiler oluştururken, 2007 yılında yayımlanan gazetelerin % 91,6'sı yerel, % 2,5’i bölgesel ve % 5,9’u ise ulusal yayın yapmaktadır.
Yayınlanan Dergilerin % 42,1'i yerel yayın yaparken, % 6,9’u bölgesel, % 51,1’i ulusal yayın yapmaktadır
Gazete ve dergi Tirajları
Türkiye'de Yıllık Tirajın %94,8'ini Gazete Tirajı oluşturmaktadır.
Gazete Tiraj 2007
Gazete ile dergi tirajları bir önceki yıla göre %5,1 oranında artmıştır.
Gazete ve Dergilerin Yıllık toplam tirajı 2,470,702,599 olarak gerçekleşmiştir.
Bu toplam tirajın % 94,8’ini gazeteler oluşturmaktadır.
Türkiyede Yayınlanan Gazete Dergi Sayıları ve Tirajları
Türkiye'de yayımlanan Kitap sayıları
Kitap İstatistikleri
ISBN Türkiye Ajansı tarafından yürütülen ISBN çalışmaları, 2007 yılından geçerli olmak üzere çalışmalarını web ortamında yürütmektedir.
Türkiyede 2009 yılında yayınlanan kitap sayıları
2009 yılında 30560 adet kitap yayınlamıştır.
Bir önceki yıla göre kitap yayımlama sayısı %3,3 oranında azalmıştır. Ayrıca 2009 yılında 30560 kitap dışında 146 elektronik kitap, 35 harita, 25 sesli kitap yayımlanmıştır.
Ayrıca 2009 yılında basılan yayınların % 39,4’ü sosyal bilimler, % 30,4’ü edebiyat, % 7,5’i coğrafya ve tarih, % 6,9’u din, % 5,8’i teknoloji konularıyla ilgili olarak yayımlanmıştır. Yayımlanan materyallerin % 93,8’i Türkçe, % 3,3’ü İngilizcedir.
2009 yılında yayımlanan materyallerin basım adedi 130 milyon 152 bin 613 olup, 2008 yılına göre % 0,3 azalmıştır
ISBN Nedir, ISBN Açılımı
Uluslararası Standart Kitap Numarası anlamına gelen ISBN'nin ingilizce açılımı International Standart Book Number olarak belirtilebilir.
1972 yılında ISO tarafından uygulamaya konulmuştur. ISBN kullanımının amacı, kitaplara numara verilerek uluslararası bir yöntemle düzenlenip standardize edilmesi ve yayımcının yayınladığı kitap, makale veya benzeri çalışmanın kimliğini tanımlamaktır.
ISBN kapsamı
ISBN kitap, CD, Kaset gibi yayım araçları; bilgisayara yazılımları, kitap, katalog, mikro fişler, film ve kasetler gibi yayın araçlarını kapsamaktadır.
Yetişkin Eğitimi Araştırması 2007
TÜİK tarafından 2007 yılı için yapılan yetişkin eğitim araştırması sonuçları 27 Mart 2010'da yayınlandı.
Araştırma 18 yaş ve üstü kişiler olarak tanımlanan yetişkin kişilere yönelik yapılmış ve yetişkin eğitimi araştırmasının temel amacı şöyle belirlenmiştir;
Yaşam boyu öğrenme kapsamında kişilerin kişisel ve mesleki alanlarda sahip oldukları bilgi ile becerilerini geliştirmek amacı güdülmüş ve gayri resmi öğrenmeyle ilgili bilgiler toparlanmıştır.
Yetişkin eğitimi araştırmasının ağırlık katsayıları, Adrese dayalı nüfus sistemi verilerinden yararlanılarak oluşturulmuştur.
2007 yılı İşletmelerde Mesleki Eğitim Araştırması Sonuçları
Yetişkin Eğitim Araştırması
Türkiye'de Yayımlanan Kitap Sayıları
2008 Yılı Gazete ve Dergi Sayıları ile Tirajları
2007 Yılı Gazete Dergi Sayıları ve Tirajları
2006 Yılı Gazete Dergi Sayıları ve Tirajları
2005 Yılı Gazete Dergi Sayıları ve Tirajları
2007 yılı İşletmelerde Mesleki Eğitim Araştırması Sonuçları
28/12/2009'da Tüik tarafından yayınlanan mesleki eğitim araştırma verilerine geçmeden önce, işletmelerde mesleki eğitim hakkında bilgi verelim.
Yaşam boyunca öğrenme anlayışıyla, işletmelerde çalışan kişilere yönelik mesleki eğitim hakkındaki ayrıntılı bilgileri toparlamaktır.
Türkiye'de ilk defa uygulamaya konulan mesleki eğitim araştırması uygulaması Ekim 2008 ve Ocak 2009 dönemleri arasında, 10 ve daha çok işçi çalıştıran ve seçilmiş faaliyet kollarında yer alan işletmelerde yüz yüze görüşme yöntemi benimsenerek uygulanmıştır.
Araştırmada mesleki eğitimin, maliyeti, içeriği ve türü hakkında ayrıntılı istatistikler kadar mesleğe hazırlık eğitimine ilişkin bilgiler sağlanmıştır.
2009 yılı Ocak ayı İhracat İthalat Rakamları
Türkiye ihracat ithalat
TÜİK ve Gümrük Birliği ortak çalışmaları sonucu oluşturulan dış ticaret verileri sonuçlarına göre; 2009 yılı Ocak ayında; bir önceki yılın aynı dönemine göre ihracat %25,7 azalarak 7,891 Milyon Dolar, ithalat %43,3 azalarak 9,271 Milyon Dolar olarak gerçekleşmiştir.
İlgili dönemde dış ticaret açığı %75,9 düşerek 5,713 Milyon Dolardan 1,379 Milyon Dolara gerilemiştir.
Ocak 2009 ihracatın ithalatı karşılama oranı %85,1’e yükselmiştir.
ihracat oranları
2009 Yılı Şubat Ayı Dış Ticaret İstatistikleri
2009 Yılı Mart Ayı İthalat ve İhracat Verileri
2009 Yılı Nisan Ayı İhracat İthalat Rakamları
2009 Yılı Mayıs Ayı İthalat ve İhracat Rakamları
2008 Mayıs İhracatın İthalatı Karşılamı Oranı; %67,9’a yükselmiştir.
2009 Yılı Haziran Ayı Dış Ticaret Verileri
2009 yılı Haziran ayında, bir önceki yılın aynı dönemine göre ihracat %29,2 azalarak 8,332 Milyon Dolar, ithalat %35,9 azalarak 12,483 Milyon Dolar olarak gerçekleşmiştir.
2009 Yılı Temmuz Ayı İhracat ve İthalat Rakamları
Dış Ticaret İhracat
TÜİK ve Gümürk Müsteşarlığının ortak girişimiyle oluşturulan Dış Ticaret Verileri çalışmaları sonuçlarına göre;
2009 yılı Temmuz ayında, bir önceki yılın aynı dönemine göre ihracat %28,3 azalarak 9,034 Milyon Dolar, ithalat %39,5 azalarak 12,431 Milyon Dolar olarak gerçekleşmiştir.
Temmuz 2009 Dış Ticaret Açığı Verileri; %57,3 azalarak 7,962 Milyon Dolardan, 3,398 Milyon Dolara gerilemiştir.
İhracatın İthalatı Karşılama Oranı 2009 Temmuz ayında %72,7’ye yükselmiştir.
2009 Yılı Ağustos Ayı İhracat ve İthalat Rakamları
Dış Ticaret İhracat
TÜİK ve Gümürk Müsteşarlığının ortak girişimiyle oluşturulan Dış Ticaret Verileri çalışmaları sonuçlarına göre;
2009 yılı Ağustos ayında, bir önceki yılın aynı dönemine göre ihracat %29,1 azalarak 7,833 Milyon Dolar, ithalat %34 azalarak 12,709 Milyon Dolar olarak gerçekleşmiştir.
2009 Ağustos Dış Ticaret Açığı; %40,6 azalarak 8,205 Milyon Dolardan, 4,876 Milyon Dolara gerilemiştir.
İhracatın İthalatı Karşılama Oranı Ağustos 2009'da %61,6’ya yükselmiştir.
Dış Ticaret İstatistikleri
2009 Yılı Eylül Ayı İhracat ve İthalat Rakamları
2009 yılı Eylül ayında, bir önceki yılın aynı dönemine göre ihracat %33,6 azalarak 8,501 Milyon Dolar, ithalat %30,4 azalarak 12,449 Milyon Dolar olarak gerçekleşmiştir.
2008 Eylül ayında %71,5 olan ihracatın ithalatı karşılama oranı, 2009 Eylül ayında %68,3’e gerilemiştir.
2009 Yılı Ekim Ayı İhracat ve İthalat Rakamları
Türkiyede Dış Ticaret
TÜİK ve Gümürk Müsteşarlığının ortak girişimiyle gerçekleştirilen dış ticaret verileri çalışmalarının sonuçlarına göre;
2009 yılı Ekim ayında, bir önceki yılın aynı dönemine göre ihracat %3,9 artarak 10,103 Milyon Dolar, ithalat ise %15,2 azalarak 12,675 Milyon Dolar olarak gerçekleşti.
Ekim 2009 Dış Ticaret Açığı; %50,7 azalarak 5,220 Milyon Dolardan, 2,573 Milyon Dolara gerilemiştir.
İhracatın İthalatı Karşılama Oranı 2009 Ekim ayında %79,7’ye yükselmiştir.
2009 İhracat Rakamları
2009 Yılı Kasım Ayı İthalat ve İhracat Rakamları
İhracat İstatistikleri
TÜİK ve Gümürk Müsteşarlığının ortak girişimiyle gerçekleştirilen dış ticaret verileri çalışmalarının sonuçlarına göre;
2009 yılı Kasım ayında, bir önceki yılın aynı ayına göre ihracat %5,2 azalarak 8,911 Milyon Dolar, ithalat ise %4,5 artarak 12,616 Milyon Dolar olarak gerçekleşti.
2009 yılı kasım ayında dış ticaret açığı %38,4 artarak 2,678 Milyon Dolardan, 3,705 Milyon Dolara çıktı.
İhracatın İthalatı Karşılama Oranı 2008 Kasım ayında %77,8 iken, 2009 Kasım ayında ithalatın ihracatı karşılama oranı %70,6’ya gerilemiştir.
2009 Yılı İhracat Rakamları
2009 Yılı Aralık Ayı İhracat ve İthalat Rakamları
Dış ticaret açığı %33,8 artarak 3,683 Milyon Dolardan 4 927 Milyon Dolara çıkmıştır.
2008 Aralıkta %67,7 olarak gerçekleşen ihracatın ithalatı karşılama oranı, 2009 Aralık ayında %67,1’e gerilemiştir.
2010 Yılı Ocak Ayı İhracat ve İthalat Rakamları
Dış Ticaret İhracat
TÜİK ve Gümürk Müsteşarlığının ortak girişimiyle oluşturulan Dış Ticaret Verileri çalışmaları sonuçlarına göre 2010 yılı Ocak ayında
İhracat, bir önceki yılın aynı dönemine göre %0,3 oranında azalarak 7,864 milyon dolar
İthalat ise %23,9 oranında artarak 11,504 milyon dolar olarak gerçekleşti.
Türkiyede Dış Ticaret
Ocak 2010 dış ticaret açığı %160,6 oranında artışla 1,397 milyon dolardan 3,640 milyon dolar seviyesine yükselmiştir.
İhracatın İthalatı Karşılama Oranı; Ocak 2009'da yüzde 85 iken, Ocak 2010'da ihracatın ithalatı karşılama oranı %68,4'e geriledi.
2010 Şubat İthalat ve İhracat Verileri
2010 Ocak İthalat ve İhracat Verileri
2009 Aralık İthalat ve İhracat Rakamları
2009 Kasım İthalat ve ihracat Rakamları
2009 Ekim İthalat ve İhracat Rakamları
2009 Eylül İthalat ve İhracat Rakamları
2009 Ağustos İthalat ve İhracat Rakamları
2009 Temmuz İthalat ve İhracat Rakamları
2009 Haziran İthalat ve İhracat Rakamları
2009 Mayıs Dış Ticaret İstatistikleri
2009 Nisan İthalat İhracat Verileri
2009 Mart İthalat İhracat Oranları
2009 Şubat Dış ticaret verileri
2009 Ocak Dış Ticaret Verileri
2010 Yılı Şubat ayı ithalat ve ihracat rakamları
TÜİK ve Gümrük Müsteşarlığının ortak çalışmasıyla oluşturulan dış ticaret verileri sonuçlarına göre;
2010 yılı Şubat ayında, bir önceki yılın aynı ayına göre ihracat %1,3 azalarak 8,323 milyon dolar, Şubat 2010'da ithalat ise %28,3 artarak 11,640 milyon dolar olarak gerçekleşti.
Şubat 2010 Dış Ticaret Açığı 640 milyon dolardan 3,317 milyon dolara ulaştı.
Dış Ticaret İstatistikleri
Şubat ayında ihracatın azalmasında en önemli etken işlenmemiş ve yarı işlenmiş altın ihracatının gerilemesi olmuştur
2009 Şubat ayında İhracatın İthalatı Karşıma Oranı %92,9 iken,
2010 Şubat ayında ihracatın İthalatı Karşılama Oranı %71,5’e geriledi.
Hazine Dış Ticaret
2008 Yılı Ar-Ge personel sayısı
TÜİK tarafından gerçekleştirilen araştırma raporu sonuçlarına göre Tam Zaman Eşdeğer cinsinden 2008 yılında toplam 67 244 Ar-Ge personeli çalışmıştır.
2008 yılında Arge personel sayısının sektörel dağılımına baktığımızda ise %44,5 ile yükseköğretim, %40,8inin ticari kesimden ve kalanın kamu kesiminde çalıştığı görülmektedir.
TÜİK tarafından yapılan Arge faaliyetleri araştırmalarının sonuçlarına göre Türkiye'de Arge harcamalarının GSYİH içindeki payı 2008 yılı için 6,893 milyon TL olarak gerçekleşti.
Gayrisafi Yurtiçi Arge harcamalarının GSYİH içindeki payınınında ‰7,3 olduğu belirlendi.
2008 yılı Ar-Ge Faaliyetleri Araştırması sonuçlarına göre kamu kuruluşları, vakıf üniversiteleri ve ticari sektördeki anket sonuçları ile devlet üniversitelerinin bütçe ve personel dökümlerine dayalı olarak Türkiye’de Gayri Safi Yurtiçi Ar-Ge Harcaması 2008 yılında 6 893 Milyon TL olarak hesaplanmıştır. Türkiye’de Gayri Safi Yurtiçi Ar-Ge harcamasının Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYİH) içindeki payı ‰ 7,3’tür.
Satın alma gücü paritesi ile Gayri Safi Yurtiçi Ar-Ge harcaması
2008 yılında Gayri Safi Yurtiçi Ar-Ge harcaması satın alma gücü paritesi cinsinden 7 034 milyon $ olarak gerçekleşmiştir.
2007 Yılı Ar-Ge personel sayısı
Tüik tarafından yürütülen araştırma sonuçlarına göre 2007 yılı içinde Tam Zaman Eşdeğeri türünden 63,377 Arge personelinin çalıştığı belirlenmiştir.
2007 yılında araştırma geliştirme faaliyetleri personel sayısının sektörel dağılımına baktığımızda %46,6sının yükseköğretim, %38,3ünün ticari kesim ve kalan oranında kamu kesiminde gerçekleştiği belirlendi.
10 000 kişiye düşen toplam TZE Ar-Ge personeli sayısı 29.9 kişidir.
2007 Yılı Gayri safi yurtiçi araştırma ve geliştirme (Ar-Ge) harcamaları
8 Mart 2008 tarihinde GSYİH serisi revize edilmiş ve hesaplamalar 1998 yılı baz alınarak belirlenmeye başlanmıştır. Bilindiği üzere önceden 1984 yılı baz alınıyordu.
2007 yılında Arge faaliyetleri araştırma sonuçları incelendiğinde 6,091.2 milyon YTL hesaplanmıştır.
Türkiye'de Arge faaliyetleri harcamalarının Gayrisafi Yurtiçi Hasıla içindeki payı 1998 yılı baz alındığında ‰71 olarak belirlendi.
Satın alma gücü paritesi ile Ar-Ge harcaması
2007 yılında Ar-Ge harcaması satın alma gücü paritesi cinsinden 6 578 milyon ABD Doları olarak gerçekleşmiştir.
2006 Yılı Ar-Ge personel sayısı
2006 yılında Tam Zaman Eşdeğeri (TZE) cinsinden toplam 54 444 Ar-Ge personeli çalışmıştır.
Sektörler itibarı ile dağılıma bakıldığında, TZE cinsinden toplam Ar-Ge personelinin 2006 yılında % 49.1’i yükseköğretim kesiminde, % 33.1’i ticari kesimde ve % 17.8’i kamu kesiminde bulunmaktadır.
2006 yılında istihdam edilen 10 000 kişiye düşen toplam TZE Ar-Ge personeli sayısı 26 kişidir.
2006 Yılı Gayri safi yurtiçi araştırma ve geliştirme (Ar-Ge) harcamaları
TÜİK tarafından 2006 yılında yapılan Arge faaliyetleri araştırma sonuçlarını incelediğimizde Arge harcamalarının GSYİH içindeki payının ‰7,6 olarak gerçekleştiği belirlendi.
Yapılan hesaplamalara göre Türkiye'de Gayrisafi Yurtiçi Arge harcamaları 2006 yılında 4,400 Milyon YTL olarak belirlendi.
Satın alma gücü paritesi ile Ar-Ge harcaması
2006 yılında Ar-Ge harcamaları satın alma gücü paritesi cinsinden bir önceki yıla göre ‰11.7 artarak 4 373 milyon ABD Doları’ndan 4 883 milyon ABD Doları’na yükselmiştir
2005 Yılı Arge personel sayısı
Tüik tarafından yapılan Arge personel sayısı araştırması sonuçlarına gröe Tam Zaman Eş Değer Cinsinden 2005 yılı içerisinde çalışan Arge personel sayısı 49,252 olmuştur
2005 yılındaki arge personel sayısının sektörel dağılımına baktığımızda ise %51,64 yükseköğretim, ve %30,44 ticari kesimde kalan oran ise kamu kesiminde gerçekleşmiştir.
10 000 kişiye düşen toplam TZE Ar-Ge personeli sayısı 2005 yılında 22,3 kişidir.
2005 Yılı Gayri safi yurtiçi araştırma ve geliştirme (Ar-Ge) harcamaları
TÜİK tarafından 2005 yılında yapılan araştırma geliştirme faaliyetleri araştırması sonuçlarına göre Arge harcamalarının GSYİH'ya oranı ‰7,9 oranında gerçekleşti.
Türkiye'de GSYİH Arge harcamaları 2005 yılında 3,835 milyon ytl olarak gerçekleşti.
Satın alma gücü paritesi ile Ar-Ge harcaması
2005 yılında Ar-Ge harcamaları satın alma gücü paritesi cinsinden bir önceki yıla göre ‰19,71 artarak 3,653 milyon $'dan 4 373 milyon ABD Doları’na yükselmiştir. Satın alma gücü paritesi cinsinden kişi başına düşen Ar-Ge harcaması ise aynı yıllarda 51,4 ABD Doları’ndan 60,7 ABD Doları’na yükselmiştir.
2003 Yılı Ar-Ge personel sayısı
TÜİK tarafından 2003 yılında yapılan Tam zaman Eş Değer cinsinden toplam 38,308
2004 yılında ise toplamda 39,960 Arge personeli bulunduğu belirlenmiştir.
Arge personellerinin sektörel dağılımına baktığımızda ise 2003 yılını baz alırsak %63,2si yükseköğretim, %20,5i ticari kesimden olduğu gözlemlenmiştir
10 000 kişiye düşen toplam Tam zaman eş değer Ar-Ge personeli sayısı 2003 ve 2004 yıllarında 18,1 ve 18,3 olarak hesaplandı.
Kişi başına düşen Ar-Ge harcamaları
TÜİK tarafından 2004 yılında yapılan araştırma sonuçlarına göre Arge harcamaları satın alma gücü paritesi türünden ölçümlendiğinde bir önceki yıla göre %31,6 artarak 2,920.1 milyon dolardan 3,653.4 milyon dolara yükselmiştir.
Kişi başına düşen arge harcamaları aynı yıllarda 41,6$dan 51,4$'a yükselmiştir
Gayri safi yurtiçi araştırma ve geliştirme Ar-Ge harcamaları
TÜİK tarafından hazırlanan Arge faaliyetleri araştırması sonuçlarına göre; Türkiye'de Araştırma ve Geliştirme Harcamalarının Gayri Safi Yurtiçi Hasıla açısından payı 2003 yılında ‰6,1 olarak gerçekleşirken, 2004 yılında ‰6,7 olarak gerçekleşmiştir.
Ar-Ge harcamaları 2003 yılında 2,197 Trilyon TL,
2004 yılında ise 2,898 Trilyon TL olmuştur.
Hanehalkı İnternet Kullanımı ve Bilişim Teknolojileri Kullanımı
2008 yılı Nisan ayı içerisinde yapılan araştırmada internet bağlantı tipi olarak ADSL %82,2 ile en çok kullanılan bağlantı tipi olmuştur.
İşletmelerde Bilgisayar ve İnternet Kullanımı
İşletmelerde Bilgisayar ve İnternet Kullanımı ile Web Sitesi Sahipliği İstatistikleri
İşletmelerin büyüklüğü ile internet erişimi arasında bir paralelik belirlenmiştir.
TÜİK tarafından 2005 yılında ilk kez gerçekleştirilen bilişim teknolojileri kullanımı araştırması sonuçlarına göre bilgisayar ve internet erişimi oranları %80,43 olarak tespit edilmiştir
İnternet erişim düzeyi işletmenin büyüklüğüyle artmaktadır. 250 ve daha fazla işçi çalıştıran işletmelerde internet erişiim %99,22 iken, 10-49 aralığında işçi çalıştıran işletmelerde bu oran %77,97 olmuştur.
İnternet erişim oranı girişimin büyüklüğü ile artmaktadır. 250 ve daha fazla çalışanı olan girişimlerde internet erişimi % 99,22 iken, 10-49 çalışanı olan girişimlerde bu oran % 77,97’dir. İnternete erişimde, araştırma kapsamındaki sektörler dikkate alındığında % 95,44'lük oran ile “sinema ve video filmleri ile ilgili faaliyetler-radyo ve televizyon faaliyetleri” ilk sırada yer almaktadır. Girişimlerin interneti kullanma amaçları çoğunlukla bankacılık ve finansal hizmetlere yöneliktir.
2005 yılı Ocak ayında bilgisayar kullanılan işletmelerde çalışan işçilerin % 40,15’i haftada en az bir kez bilgisayar kullanmaktadır. Aynı dönemde, internet erişimine sahip girişimlerde haftada en az bir kez internete bağlanan çalışanların oranı ise % 35,83’tür.
İşletmelerde Web sitesi sahipliği ve bilgi iletişim teknolojileri güvenlik önlemleri
Kendi web sitesine sahip olan işletmelerin oranı % 48,20'dir. 250 ve daha fazla işçi çalıştıran işletmelerin web sitesi sahipliği, 10- 49 çalışanı olan işletmelere göre iki katından daha fazladır.
İşletmelerde güvenlik önlemleri; 93,36’sı virüs kontrolü veya koruma yazılımı, % 32,21’i güvenlik duvarı ve % 29,97’si ise güvenli sunucu kullanmaktadır.
2004-2006 Yıllarında Sanayi ve Hizmet Sektöründe Teknolojik Yenilikler
Teknolojik Yenilik Araştırması
Sanayi ve Hizmet Sektöründe Yenilik 2002-2004
Sanayi ve Hizmet Sektöründe Yenilik 2004-2006
İşletmelerde Bilgisayar, İnternet ve Teknoloji Kullanımı 2005
İşletmelerde Bilgisayar, İnternet ve Teknoloji Kullanımı 2008
İşletmelerde Bilgisayar, İnternet ve Teknoloji Kullanımı 2009
Hanehalkı Bilgisayar ve İnternet Kullanımı - 2005
Hanehalkı Bilgisayar ve İnternet Kullanımı-2008
Hanehalkı Bilgisayar ve İnternet Kullanımı-2009
Gayrisafi Yurtiçi Arge Harcamaları (2003-2004)
2003 Yılı Arge Personel Sayısı
Gayrisafi Yurtiçi Arge Harcamaları (2005)
2005 Yılı Arge Personel Sayısı
Gayrisafi Yurtiçi Arge Harcamaları (2006)
2006 Yılı Arge Personel Sayısı
Gayrisafi Yurtiçi Arge Harcamaları (2007)
2007 Yılı Arge Personel Sayısı
Gayrisafi Yurtiçi Arge Harcamaları (2008)
2008 Yılı Arge Personel Sayısı
Yenilik Faaliyeti ve Yenilik Araştırması Sonuçları
Türkiye İstatistik Kurumunca 2009 yılında yapılan çalışma sonucu oluşturulan Yenilik Araştırması Sonuçları
Yenilik Faliyeti Nedir?
Yenilik faliyeti, teknolojik yenilikler ve teknolojik olarak değerlendirilmeyen yenilikler olarak sınıflandırılmaktadır.
Ürün ve süreç yeniliği teknolojik yeniğili; pazarlama ve organizasyon ise teknolojik sayılmayan yenilik olarak belirlenmektedir.
Aşağıda 10 ve daha fazla çalışanı olan sanayi ve hizmet sektöründe faaliyet gösteren girişimlerin 2006 ve 2008 yıllarını kapsayan dönemdeki üç yıllık döneme ait yenilik faaliyetlerine ilişkin bilgileri içermektedir.
Girişimlerin % 37,1’i yenilik faaliyeti yürüttü
2006–2008 yıllarını kapsayan üç yıllık dönemde 10 ve daha fazla çalışanı olan girişimlerin % 37,1’i yenilik faaliyetinde bulunmuştur. Yenilik faaliyetleri girişimlerin büyüklük grubu ile orantılı olarak artmaktadır. 10–49 çalışanı olan girişimlerin % 33,8’i, 50–249 çalışanı olan girişimlerin % 43,7’si ve 250 ve daha fazla çalışanı olan girişimlerin % 54,4’ü, yenilik faaliyetinde bulunmuştur.
Yenilik faaliyeti Girişimlerin yüzde 29,8’i teknolojik yenilik faaliyetinde bulundu
Yenilik faaliyetli Girişimlerin yüzde 22,7’si teknolojik olmayan yenilik faaliyetinde bulundu
Girişimlerin yüzde 16’sı teknolojik yenilik faaliyeti için işbirliğinde bulundu
2006–2008 yıllarını kapsayan üç yıllık dönemde teknolojik yenilik faaliyeti için işbirliği yapan girişimlerin oranı % 16’dır. İşbirliğinde bulunan girişimlerin % 81,9’u makine, teçhizat ve yazılım sağlayıcıları ile yürüttükleri teknolojik yenilik faaliyeti için işbirliğinde bulundu. İşbirliği yapılan kişi ve kuruluşların ülkeleri dikkate alındığında % 97,1’i yurtiçinden, % 26’sı ise AB üye, aday ve EFTA ülkelerindendir.
2007 Genel Seçim Sonuçları
22 Temmuz 2007 - 23. Dönem Milletvekil Genel Seçimi
YSK Seçim Sonuçları
2007 yılının temmuz ayında yapılan son milletvekili genel seçiminde oy kullanan seçmen sayısı 36,056,293 olarak gerçekleşmiştir.
Aslında kayıtlı seçmen sayısı 42,799,303 olarak belirlenmesine rağmen milletvekili genel seçimlerine katılım oranı %84 civarında olmuştur.
Milletvekili Seçim sonuçlarına göre,
AKP %46.6 oy oranı ve 341 milletvekili sayısı,
Cumhuriyet Halk Partisi %20.9 ile 112 milletvekili sayısı,
Milliyetçi Hareket Partisi %14.3 ile 70 milletvekili sayısı,
Bağımsızlar %5.2 ile 26 milletvekili kazanmıştır.