AÇIK POZİSYON (Open position)

Döviz borsasında spekülatörün be­lirli bir davranış biçimini anlatan te­rim. Döviz kurlarındaki değişme ola­sılığı, gelecekte teslim kaydıyla dö­viz alım satımlarında bir riziko do­ğurur. Örneğin üç ay sonra teslim kaydıyla dolar satan bir kimse, eğer bu süre içinde dolar fiyatı yüksel-mişse bundan bir zarara uğrar. Aynı şekilde, gelecekte dolar satınalan kimse de dolar fiyatlarındaki düşüş­ten zarara uğrayacaktır. Genellikle ithalatçılar ve ihracatçılarla uluslar­arası mali yatırımcılar vadeli döviz piyasası işlemleriyle kendilerini, ile­ride döviz kurlarındaki değişmeden doğacak zararlara karşı korurlar. Oysa döviz spekülatörleri (Spe­külasyon) döviz kurlarının gelecek­teki değişmesi konusunda mesleki yeteneklerine dayanarak tahminler­de bulunur ve buna bağlı olarak gele­cekte teslim alım ve satım sözleş­meleri yaparlar. Bunlar, kur değişmelerinin tüm rizikosunu yüklen­mekle açık pozisyon almış olmakta­dırlar. Spekülatörler aldıkları bu açık pozisyon sonucunda eğer, tah­minleri doğru çıkarsa bundan bir kazanç sağlar, yanılırlarsa bir zara­ra uğrarlar.

AÇIK PİYASA İŞLEMLERİ (Open market operations)

Merkez bankası­nın piyasadaki para arzını genişlet­mek veya daraltmak için kullandığı araçlardan biri. Merkez bankasının piyasadan devlet tahvili ve hazine bonosu gibi menkulleri satınalması, bunları satanların ellerine nakit pa­ra geçmesine, bu da bankalardaki parasal rezervlerin artmasına ve do­layısıyla ekonomideki para arzının genişlemesine neden olur. Para ar-zmdaki genişleme ise, diğer yandan faiz oranının düşmesine ve yatırım­ları özendirerek ekonominin can­lanmasına yol açar. O bakımdan, merkez bankası açık piyasada satış işlemlerine, ekononin duraklama içerisinde bulunduğu dönemlerde başvurur. Enflâsyonist dönemlerde ise aksine, piyasada devlet tahvili ve hazine bonosu gibi menkuller satar. Bu şekilde halkın ve bankaların na­kit rezervleri azalır, kredi almak zor­laşır ve faiz oranları yükselir. Bu da yatırımların kısılmasına ve harcama­ların daralmasına, dolayısıyla ekono­mideki talep şişkinliğinin önlenmesi­ne yol açar. Açık piyasa işlemleri yalnız para hacmini etkilemekle kalmaz, aynı zamanda toplam harcamalar ve faiz oranları yoluyla ül­kenin dış ödemeler bilançosu duru­munu da etkiler. Örneğin açık piya­sa satış işlemleri toplam harcama­ları daraltarak ithalatı kısıcı yönde etkilediği gibi faiz oranlarını yük­selterek de ülkeye bir miktar yaban­cı mali sermayenin girmesine yol açabilir.

AÇIKLANMIŞ TERCİHLER (Revea-led preferences)

Farklı gelir-fiyat bileşimleri durumunda tüketicinin fiilen yaptığı seçimlerle ilgili davra­nışlarının analiz edilmesi. Veri bir gelir ve fiyat düzeyi, tüketicinin sa-tmalacağı malların bileşimini belir­ler. Belirli bir gelir-fiyat durumun­da tüketicinin satın alabileceği çeşit­li mal bileşimleri vardır. Fakat gerçekte tüketicinin bunlardan yalnız­ca bir tanesini tercih etmesi, onun "açıklanmış tercihler"inin bir gös­tergesidir. Başka bir gelir-fiyat dü­zeyi başka bir açıklanmış tercihinin, ortaya çıkmasına yol açar. Eğer tü­keticinin tercihlerinde tutarlı oldu­ğunu kabul edersek, faydanın ölçü-lebilirliği varsayımına gerek kalma­dan, tüketici talep teorisi hakkında bazı önermelerin kanıtlanması müm­kün olabilir. Hatta tüketici kayıtsız­lık eğrisi dahi elde edilebilir. Açık­lanmış tercihler yaklaşımını ilk for­müle eden iktisatçı Paul A. Samuel-son'dur.

AÇIK KREDİ (Unsecured credit)

Krediyi alanın itibarından başka bir karşılık aranmadan açılan kredi. Bankalar bu tür kredileri en itibarlı müşterilerine açarlar. Bunun bir çe­şidi de cari hesap kredisidir. Burada, banka müşterisine, bankadaki hesa­bının üzerinde belirli bir sınıra ka­dar çek çekmesine olanak sağlar. Bu miktara kadar kullanılan kredi üze­rinden belirli bir faiz ödenir. Bu tür krediler değişken ihtiyaçları karşıla­manın ucuz ve pratik bir yolu olarak kabul edilirler.

AÇIK KEŞİDE (Drawing in blank)

Üzerinde bulunması zorunlu bazı un­surlar doldurulmadan düzenlenerek lehdara verilen poliçe veya bonolar­dır. Ancak bu tür bono veya poliçele­rin lehdar tarafından anlaşmaya uy­gun biçimde doldurulmaları gerekir. Ödenecek miktarın kesin olarak bel­li olmadığı durumlarda düzenlenen bono ve poliçeler için genellikle açık keşide yöntemine baş vurulur. Tica­ret Kanunumuzda açık bono ve poli­çe yerine "beyaz poliçe" veya "beyaz bono" terimleri kullanılmaktadır. Açık poliçe özellikle taşıma sigorta­cılığında kullanılır. Alıcı ve satıcı malın ne zaman ve hangi araçla taşı­nacağı konusunda tam bilgi sahibi değilseler, eksik bilgiler sonradan ta­mamlanmak üzere, sigorta sözleşme­sini imzalayabilirler. Böylece vapur limana ulaşmadan taşıma sigortası yapılmış olur.

AÇIK KABUL (Blank acceptance)

Tamamen doldurulmamış, örneğin tutarı ve süresi belirtilmemiş bir poli­çenin muhatap tarafından alınıp ka­bul edilmesi durumudur. Ancak, mu­hatabın böyle bir poliçeyi anlaşma­ya aykin biçimde doldurmaması ge­rekir, Açık kabul Ticaret Kanunu­muzun olanak tanıdığı bir usuldür.

AÇIK İŞ ORANI (Job vacancy rate) nedir

Bir ekonomide çeşitli sektörlerde işe yerleştirilmek istenen işçi sayısının, halen istihdam edilenlerle boş iş sa­yısının toplamına oranlanması. Ba­tılı sanayileşmiş ülkelerde açık işlere ilişkin veriler, anket yöntemiyle ay­lık veya mevsimlik olarak sürekli şekilde belirlenmekte ve yayınlan­maktadır. Açık iş, firmanın dışarı­dan işçi alarak doldurmak istediği işleri ifade eder. Açık iş oranı hak­kındaki veriler, işçi yetiştirme prog­ramlarının cari ihtiyaçlara daha du­yarlı hale getirilmesini sağlama ve iş gücü arz ve talebi arasındaki den­gesizliği belirleme gibi yönlerden ya­rarlı olur.

AÇIK HESAP (Open account)

Bir tür ticari kredi açma yöntemi, özellikle mal satışı şeklinde açılan kredilerde uygulanır. Satıcı bedelini tahsil et­meden alıcıya, partiler halinde, mal­ları teslim eder ve açtığı kredilerin kaydını tutar. Belirli süreler dolun­ca da alıcıya ödeme talimatında bu­lunur veya ona bir borç senedi gön­derir. Bu tür işlemlerin en önemli avantajı çok esnek olmalarıdır. Çün­kü ilk anlaşmadaki koşullar (süre uzatımı, fiyatlar v.s. gibi) kolayca de­ğiştirilebilir. Ayrıca basit ve sürdürül­mesi nisbeten masrafsız uygulama­lardır. Bununla birlikte, açık hesap yönteminde karşılıklı güven esastır. Bu tür yöntemler birbirini yakından tanıyan ve birbirine güvenen tacir­ler arasında uygulanabilir. Alıcının, hesabın deftere kaydını hiç görme­mesi sorun doğurabilir. O nedenle defter kaydıyla yetinmeyip, fatura, taşıma belgesi, v.s. gibi belgeleri de hesaba eklemek gerekir. Açık hesap ayrıca ihracatta da kullanılan bir iş­lem şeklidir. Şöyle ki ihracatçı, itha­latçı ödemeyi yapmadan sevk evra­kını ona gönderir. İthalatçı da bu belgelerle malı taşıma aracından devralır. Taraflar arasında ödeme­nin ne zaman yapılacağı konusunda genellikle bir anlaşma vardır. Fakat burada da taraflar arasında tam bir güven esası gerekir. O bakımdan bu yöntemin uygulamaları özellikle çok uluslu şirketlerin değişik ülkelerdeki şubeleriyle ana merkezleri arasında­ki ticarette görülür. Bunun tercih edilmesindeki neden poliçe ile öde­meye göre daha ucuz olmasıdır.

AÇIK FİNANSMAN (Deficit financing) nedir

Hükümetin bütçe gelirlerin­den daha fazla harcama yapmasına dayanan bir politika izlemesi. Buna açık bütçe politikası da denir. Büt­çe açıkları iç borçlanma veya mer­kez bankasının açıktan para basma­sı ile karşılanır. Keynes Teorisi'ne göre ekonominin durgunluk dönem­lerinde açık finansman politikası ekonomik faaliyetlerin canlanması­na ve istihdamın yükselmesine kat­kıda bulunur. Ancak ekonominin tam istihdam düzeyine ulaştığı du­rumlarda açık finansman politikasıyla harcamaların artırılması enf­lasyonu hızlandırıcı etki yapar. Özel­likle az gelişmiş ekonomilerde açık finansmanla yüksek enflâsyon ara­sında yakın bir ilişki vardır. Bunun nedeni ekonominin tam istihdam içinde olmasından çok ekonomik ya­pının katılığı ve karşılaşılan çeşitli darboğazlardır.

AÇIK EKSİLTME (Auction by un-derbidding)

Bir kuruluşun yaptı­racağı bir işi veya satmalacağı bir malı, yarışma yoluyla en düşük fi­yat teklif edenden karşılaması yön­temi. Kamu veya özel kuruluşlarca uygulanabilir. Açık eksiltme açık veya kapalı zarf usulü ile yapılabilir. Genellikle açık eksiltmede satıcı ve­ya müteahhitler yalnızca tek bir teklif verirler İhale).

AÇIK EKONOMİ (Open economy)

Dış ticaret rejimleri nisbeten liberal olan ekonomiler. Karşılaştırmalı Üs­tünlük Teorisi'ne uygun olarak ulus­lararası iş bölümüne ve serbest tica­rete dayanırlar. Serbest piyasa me­kanizmasına bağlı ülkelerde açık ekonomi politikası izlenir. Bu poli­tikanın tersi otarşidir. Açık ekono­mi devletin dış ticarete hiçbir mü­dahalesinin olmaması anlamına gel­mez. En liberal ekonomilerde bile devletin bir ölçüde müdahalesi söz konusudur. Batılı sanayileşmiş ülke­ler genelde açık ekonomi politikası, Sosyalist Blok ülkeleri ve çoğu az gelişmiş ülkeler ise müdahaleci poli­tikalar benimsemişlerdir.

AÇIK CİRO (Blank endorsement)

Tahsil edecek kişinin adı yazılma­dan sadece arkasına imza atılarak çeklerin ve diğer ticari senetlerin devredilmesi işlemidir. Açık ciro yo­luyla devredilen senetlerde ödeme senedin hamiline yapılır.

AÇIK ÇEK (Blank cheque)

Ödene­cek miktar boş bırakılarak düzenle­nen çeklerdir. Bu durumda ödenecek miktar çeki tahsil edecek olan kişi tarafından daha sonra yazılır. Açık çek borçlunun alacaklıya son­suz güven duyduğu durumlarda baş vurulabilecek bir yoldur.

AÇIK BONO (Blank bili)

Genellikle miktarı belirtilmeden imzalanan bo­nolar. Bu tür bonolarda tutar hane­sine istenilen miktar yazılarak bono­yu düzenleyen o miktarda borçlandırılır. Bunlar en aşın ölçüde güve­ne dayanan bonolardır.

AÇIK ARTIRMA (Open bidding)

Bir malın daha önceden ilân edilen yer ve zamanda alıcıların önünde en yüksek fiyatı verene satılması esası­na dayanan bir satış yöntemi. Açık eksiltmenin tersi. Genellikle sanat eserleri, tarihi değeri olan eserler ya da arzı sınırlı, kullanılmış veya stan­dart - dışı mallar açık artırma yoluy­la satılırlar